Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Aydan Kurt

Sabitlenmiş gönderi
Nurdan Gürbilek bakışı: “Okuduğu kitabı bir veciz söz bulmak üzere okuyan ya da her kapıyı açacakmış gibi duran cümlelerin altında toplanan bir okur kuşağı oluştu. Cümleler on beş dakikalığına bir yerde asılı kalıyor, birer kürsü ya da vitrin cümlesine dönüşüyor.”
Reklam
Ay’ın başı boş şeyrettiği / yerde tüken / ey kalbim / 1984, Burhan Bu şiiri yazıyor tablonun arkasına Burhan Uygur Eskişehir, OMM
bir tüy, bir telek bir dalgın kuşun ardında bırakıverdiği havadan oluşmuş gibi yumuşak, düşen, yere doğru; bir tüy, bir telek, bir yaprak bir güz dalından kopmuş kopuvermiş sarartılı bir yaprak, yere değince kimsenin duymadığı, yeri, taşı, toprağı bağırtmamış, incitmemiş, bir tüy, bir telek, bir güz yaprağı gibi düşmüş yerleşmişti içime içerime, gönlüme, etime k o r k u bilge karasu, çeşitlemeli korku fotoğraf: uçan bir leylek, bugün.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
gözümdeki çukurları sevmekten başka çarem yok gözündeki çukurları sevdiğim o kadınlar gibi sevilmekten başka
bekleme salonu şiiri
gittikçe yüzeye yaklaşıyor ölüm. ve kayboluyor tüm 'mutlu son' kahramanları yavaş yavaş... bir ağacın eğilmiş muhtelif yerleri gibi kabullenilmiş sessizliğimiz.. tüm sokakların ışıkları, kimsesiz. ve biz... ikimiz, gerçeğe dönüşebilmeyi beklemekteyiz.
Reklam
Meridyen
hiç anlatmadım evimi sana. yalnızca açtım içimi, sığdım Tanrının yokluğuna ve sustu içimdeki dua. gözlerin sayıklıyor, ellerin alnında. biliyorsun sen de artık; bu, durduramayacağın yağmurlar gibi, kaçınılmaz bir veda.
şu sıralar dinlediğim en rahatlatıcı müzik. sesi de tatlı bir esinti gibi abimizin, hem neşe hem hüzün veriyor. bu toprakların sesi kesinlikle, o kadar benziyoruz ki birbirimize... open.spotify.com/track/42ncaRHr8...
revan oluyor. ..için, dışın. yok zaten umudun. dönüyor çemberin. sen de bir ucundan, dolanıyorsun, işte. bir nefes daha kesiliyor içinde sevme'ye dair. başka bir yerde bulmak üzere uzaklaşıyorsun oradan.
bir hikaye biterken, bir yenisi başlamak üzereydi, ve korkunçtu, ve sonsuzluk niceydi. betona kesecek çığlıkların kulaklarını yarattı, başlangıç. başlangıç, çaresiz gerçekleştirecekti kendini. kendi olamamak pahasına, var edecekti irkilmeyi unutuşunu rüzgar dalgalarının. dalgalar, dalga; rüzgarlar, rüzgar olmayı sesten arıtacaktı. arınmak bir ihanetti. ve ihanet kendinden habersiz kılacaktı vaatlerini. yerin altı, gömülmekten inliyordu. derisi yanmış bir toprağın, kendi içine attığı sesleri işitmek, binlerce yıllık tarihin metrolarına binenlerine bırakılacaktı; kulakları duymaz edilecekti, alışmaktan, insanlığın.
iğde ağacından doğru, yukarı kaldırıyorum boynumu. tesellisi kanadını yırtmış bir beyaz kuş, boşluğa sürtünerek düşüyor yere; dizginlerinden kurtulmuş bir at, hemen altında. uçarcasına ona doğru koşuyor, denk gelecekler; yere çakılmayacak beyaz kuş. sesten kurtulamıyorum. arkamda, kuvvetli. yaklaşıyor, bakmayacağım. kuş düşüyor, at hızlandı. ses, bir soluk gibi yaklaştı enseme. boynum yukarıda, kuş düşüyor, at daha hızlı; denk gelmeyecekler. kör bir demir gibi boynumdan. bir anda. ses. sıcacık. kan. kuş düşüyor, at hızlandı; tutmayacak onu. sırtım bir anda yere. sert. alelade duran taşlar. beyaz kuş. düştü göğsümün üzerine. kan. bulanmış beyazlığımız. tesellisi kanatlarını yırtmış kuş, sıcak. düştü. at, kör. hızlı. koşuyor.
Aydan Kurt

Aydan Kurt

@aydannkurt
·
04 Nisan 00:24
berrak bir suya dalmışcasına açıldı görüşüm. güneş yerli yerinde. sol tarafımda, birkaç saat içinde, görkemli ışığı içip büyüleyeceğinin bilinciyle, şimdilik bulutumsu ay. oturduğum yerden doğruldum; sırtım omurlarımdan ayrılmak ister gibi, gergin. sağ kolumdaki sıyrıklar, kök kemirgeninin değil, çalılıkların marifeti. aklım yerinde, bilincim açık. bir ses geliyor arkamdan. ismimle değilse de, bana sesleniyor; seziyorum. zihnimi ve bedenimi arkama doğrultmadan yürüyorum. öyle inandırıcı ki, bakmayacağım.
Reklam
berrak bir suya dalmışcasına açıldı görüşüm. güneş yerli yerinde. sol tarafımda, birkaç saat içinde, görkemli ışığı içip büyüleyeceğinin bilinciyle, şimdilik bulutumsu ay. oturduğum yerden doğruldum; sırtım omurlarımdan ayrılmak ister gibi, gergin. sağ kolumdaki sıyrıklar, kök kemirgeninin değil, çalılıkların marifeti. aklım yerinde, bilincim açık. bir ses geliyor arkamdan. ismimle değilse de, bana sesleniyor; seziyorum. zihnimi ve bedenimi arkama doğrultmadan yürüyorum. öyle inandırıcı ki, bakmayacağım.
Oysa -sadece- kelimeler
puslu ay, konuşuyorsun. yağmuru ta uzaklardan getiren yel çivi gibi vuruyor yüzüme konuşuyorsun saydamlığın ve saflığın cümleleri uyurken dinliyorum. çivi gibi çakıyorsun hasret. bu titreyiş soğuktan değil, çırpınan kuşların kanatları koşuyor: sevmekten başka ne ki. gözlerimden dökülüyor, filizlenen tohuma tekrar eden bir yaşam ılık nefesim, üşüyor musun.
Aydan Kurt
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Ağrıyınca Kar Yağıyor
Ağrıyınca Kar YağıyorŞule Gürbüz
7.9/10 · 210 okunma
o kahpe o kambur feleğe inat...
"Bıraksalar, bırakmazlardı ki rahat Hayalini kuracaktı çarpuk çomaklarından Selvi boylu bir sultan suret Salına salına gelecekti yanına Ömür boyu can yoldaşlığına razı Bir hayat ki hayatta görülmedik bir hayat"
"Umudumuz sabrın tutamadığı ırmak Umutsuzluğumuz insan kalmak içindi." Melih Cevdet
dolunay'a bakıyor iki sokak pencereden biri gülüyor, öbürü hüzünlü... seslerini duyuyorum içeriden ne kadar yürekten bir ölüm bu, daha önce de yaşadım(!) alışkınım; iyice öldükten sonra, -siz fark etmeden- gecenin gözlerinde anısız doğarım.
891 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.