Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Kadın duvar saatini, abajurü bile aldı yanına. Sağ bacağını orada bıraktı ama.
az çiğnenmiş sakızını koyduğu sigara jelatini. odanın havasını eline alan tozu geçirmez diş fırçası. neden önemli olduğunu hatırlamadan atmaya kıyamadığı yırtık hediye paketi. makyaj malzemesi gibi duran ilaç kutuları. hepsi var hepsi burada. boğazımın ucunda.
Reklam
Işınlanma bulunamıyor tamam. Hiç değilse seyahatler ücretsiz olsaydı. Bu da yanlış zamana kitlenen sanayi tipi bulaşık makinesinin tutuk hapşırıkları.
Elbette hâlâ bayılıyorum her gün başka bir kağıtla kaplayıp üzerine renkli kabartmalı etiketler yapıştırdığın ruhuna
soru işareti
Sevdiğim bluzun tiftiklendiğini anlayınca onu daha az yıkamaya başladım. Tersten. Hassas çamaşırlar sekmesinde. Beni bırakmasın diye. Eskiye dönmeyeceğini bilerek. İnsan ilişkilerinde de böyle mi oluyor?
Peki ya ben?
"Bu insanlar birbirlerine sahip, peki ya ben? Benim sensizliğimden başka ne var ki elimde! "
Reklam
revan oluyor. ..için, dışın. yok zaten umudun. dönüyor çemberin. sen de bir ucundan, dolanıyorsun, işte. bir nefes daha kesiliyor içinde sevme'ye dair. başka bir yerde bulmak üzere uzaklaşıyorsun oradan.
bir hikaye biterken, bir yenisi başlamak üzereydi, ve korkunçtu, ve sonsuzluk niceydi. betona kesecek çığlıkların kulaklarını yarattı, başlangıç. başlangıç, çaresiz gerçekleştirecekti kendini. kendi olamamak pahasına, var edecekti irkilmeyi unutuşunu rüzgar dalgalarının. dalgalar, dalga; rüzgarlar, rüzgar olmayı sesten arıtacaktı. arınmak bir ihanetti. ve ihanet kendinden habersiz kılacaktı vaatlerini. yerin altı, gömülmekten inliyordu. derisi yanmış bir toprağın, kendi içine attığı sesleri işitmek, binlerce yıllık tarihin metrolarına binenlerine bırakılacaktı; kulakları duymaz edilecekti, alışmaktan, insanlığın.
iğde ağacından doğru, yukarı kaldırıyorum boynumu. tesellisi kanadını yırtmış bir beyaz kuş, boşluğa sürtünerek düşüyor yere; dizginlerinden kurtulmuş bir at, hemen altında. uçarcasına ona doğru koşuyor, denk gelecekler; yere çakılmayacak beyaz kuş. sesten kurtulamıyorum. arkamda, kuvvetli. yaklaşıyor, bakmayacağım. kuş düşüyor, at hızlandı. ses, bir soluk gibi yaklaştı enseme. boynum yukarıda, kuş düşüyor, at daha hızlı; denk gelmeyecekler. kör bir demir gibi boynumdan. bir anda. ses. sıcacık. kan. kuş düşüyor, at hızlandı; tutmayacak onu. sırtım bir anda yere. sert. alelade duran taşlar. beyaz kuş. düştü göğsümün üzerine. kan. bulanmış beyazlığımız. tesellisi kanatlarını yırtmış kuş, sıcak. düştü. at, kör. hızlı. koşuyor.
Aydan Kurt

Aydan Kurt

@aydannkurt
·
04 Nisan 00:24
berrak bir suya dalmışcasına açıldı görüşüm. güneş yerli yerinde. sol tarafımda, birkaç saat içinde, görkemli ışığı içip büyüleyeceğinin bilinciyle, şimdilik bulutumsu ay. oturduğum yerden doğruldum; sırtım omurlarımdan ayrılmak ister gibi, gergin. sağ kolumdaki sıyrıklar, kök kemirgeninin değil, çalılıkların marifeti. aklım yerinde, bilincim açık. bir ses geliyor arkamdan. ismimle değilse de, bana sesleniyor; seziyorum. zihnimi ve bedenimi arkama doğrultmadan yürüyorum. öyle inandırıcı ki, bakmayacağım.
berrak bir suya dalmışcasına açıldı görüşüm. güneş yerli yerinde. sol tarafımda, birkaç saat içinde, görkemli ışığı içip büyüleyeceğinin bilinciyle, şimdilik bulutumsu ay. oturduğum yerden doğruldum; sırtım omurlarımdan ayrılmak ister gibi, gergin. sağ kolumdaki sıyrıklar, kök kemirgeninin değil, çalılıkların marifeti. aklım yerinde, bilincim açık. bir ses geliyor arkamdan. ismimle değilse de, bana sesleniyor; seziyorum. zihnimi ve bedenimi arkama doğrultmadan yürüyorum. öyle inandırıcı ki, bakmayacağım.
Reklam
dolunay'a bakıyor iki sokak pencereden biri gülüyor, öbürü hüzünlü... seslerini duyuyorum içeriden ne kadar yürekten bir ölüm bu, daha önce de yaşadım(!) alışkınım; iyice öldükten sonra, -siz fark etmeden- gecenin gözlerinde anısız doğarım.
yığınların içinde kendine bürünmüş bir deniz kabuğu: dalgasını soyunca, kanayacak sanırsın bi' dokunsan; kızıla akacak duruluğu...
karaağacın kurumuş gölgesinden sızıyor gün ışığı akıyor nehirler sulanıyor bulut bir umudun peşindeyiz, umrumuzda değil midemiz kırmızıya çalıyor tefler
tutamlarından bölünen hisler, büyüyen karmaşa ve toprağına işlenmemiş bir denge, bir düzen..
186 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.