Kitabımız; Farilya'nın hayatından bahseden bir roman fakat içerik olarak eril şiddetden, sonuçlarından ve Farilya'nın kurduğu mağdur kadınlara verdiği destekten bahsediyor aslında...
Farilya avukat anne ve babasını trafik kazası sonucu kaybeder ve teyzesi sahip çıkar. Kalan mirasla derneğini kurar. Dernekte çalışanlar da şiddete maruz kalmış kadınlardan oluşmaktadır. Farilya öyle temiz kalpli ve iyi birisi ki; mahalle halkı O'nu, O'da mahallelileri sever, sayar, destekler, kol kanat olur.
Bir gün partide Batu'ya gönlünü verir. 2 yıllık birliktelikten sonra Farilya yıkım yaşayarak ve yaşadıklarını hayatından çıkarmak, unutmak için Bodrum'a yerleşir. Tam herşey yolunda giderken, Batu'yu unutmuş iken çıkagelen Batu ile neler yaşayacak kitabımızda......
Konusu içeriği itibariyle duyguların okuyucuya geçmesi ve #kadınlarımızınelele #omuzomuza vermesi adına 1 kadının bile olsa elini tutabilmek adına mutlaka okuyun, okutun, ders almak için başucu kitabı yapın...
Muhakkak Mutluluk koydu bu hayatının adını....
.....kadın yalnızdı. Sevinçleri hıncahınç doluydu, acıları hep bir başına.
Her kadın aslında öz yalnızlığı için kullanırdı doğurganlığını. Kendi içinden, kendine bir çare......
İnsanın buhran yaşamak için neden aramasına gerek kalmıyor bazen.
....mutluluk diye bir şey var mı? Yoksa bir ömür peşinden koşalım diye bize sunulmuş bir balon mu? Bir tür oyalama taktiği? İçi havagazı dolu....
Evet dediğim gibi bu kitap şişirilmiş bir balondur. İçinde kayda değer bir düşünce yok sürükleyici bir hikayeside yok. Ben kitabı yarısına kadar okuduktan sonra sıkıldığım için geri kalan yarısınıda dinleyerek bitirdim. Üstelik bir bölümünde dolaylı yoldan Atatürk kastedilerek "diktatör" deniliyor. Kesinlikle çocuklara okutulmaması gereken bir kitap. Milli değerlerin çocuklara kazandırılmasını olumsuz yönde etkileyecektir.
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015235,9bin okunma
Neden kendinizi mahvediyorsunuz prens diye başladı.
Sizde bunca duyguyu yaşama gücü ruh zenginliği varken ömrünüzün sonuna kadar Issızlığa çekilmek.
İnsanlardan dostlardan katmak affedilir gibi değil yanlışınızı düzeltin Prens !
Hayata deyimi yerindeyse daha dik bakışlarla bakın.
Kalbinizin derinindeki eski anıları diriltin, tatlı parlak
"Bir bomba sesi duyuluyordu. Baba kız, bir kahkaha daha atıyorlardı. 'Amma da oldu haaa! Bir balon daha patladı, değil mi baba?'
Babası kızı üzülmesin diye her bombada bir daha gülüyordu.
Gece olup da ışıklar döndüğünde... Küçük kız, babasının uyuduğundan emin olunca. Mendiliyle gözlerini siliyordu.Babası ruhunda açılan yaraları anlamasın diye..."
" Her bitki aynı zamanda yeryüzündeki kendi macerasını sürdürecek özü de içinde taşır."
"Biz dedemle bakışlarımızla anlaşıyoruz. Konuşmadan. O gözleriyle "Anladın mı?" diye sordu. Ben gözlerimle "Anladım!" dedim. Yeniden eğilip aşağıdaki muhteşem görüntüye baktım. Kayayı delip fışkırmış muhteşem ardıç!"
#küçükprenshakemolsun
Abdullah Harmancı' nın iki kitabını daha önceden tavsiye etmiştim. Yazarımız okuru düşünmeye sevk eden öykülerinin çoğunda rüya alemine yolculuğa çıkıyor ve yolculuk sonunda heybemizde içimize işlemiş güzel değerlerle geri dönüyoruz.
Öykülerden çıkardıklarımı birkaç cümleyle özetleyecek olsam nasıl toparlarım diye düşündüm:
Doğayı sev tefekkür et.
Tüm canlıları sev, mutlu et.
Kendini sev, şükret.
Tek oturuşta bitirilebileceği gibi her gün bir iki öykü okunup üzerine düşünülebilir de.
Özelikle ortaokul öğrencilerinin etkilenerek okuyacaklarını düşünüyorum.
°Bir kitapta Cemal Süreya olur da o kitap güzel olmaz mı hiç! Tabi ki mümkün değil...
° İlk olarak kitabın konusunu anlatarak başlamak istiyorum. Beşinci sınıf öğrencimiz Berk, ödevi için bir araştırma hazırlığındadır ve kitabevinde tesadüfen Cemal Süreya ile karşılaşır. Aralarında küçük bir sohbet geçer. Oyle ki Berk ne kadar şanslı olduğunu
Sahibi olmayan bir elmas bulursan, o elmas senindir. Sahibi olmayan bir ada bulursan, o ada senindir. Bir buluş yaparsan patentini alırsın, buluş senin olur. Mademki yıldızlara sahip olmak benden önce kimsenin aklına gelmedi, yıldızlar benimdir.