Banu

Banu
@banuokuyor
Bazen bu hayattan sizi tek kurtaran kitaplardır...
“Sen de diyor musun İstanbul olmaz olsun diye?” Algılayamıyorum. Güçlükle yutkunuyorum. “Neden diyeyim ki?” Gözlerimin içine bakıyor. Çok yakın bir mesafe değil mi bu? Masaya uzanıp bir yudum su içmek istiyorum. “Bilmem.”
Sayfa 179 - Mendirek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Ulan bu oyunu kazanamazsak üç ay alamam şu kumandaları elime.” Tuşlara basmayı sürdürürken kısacık bir an duraksıyor. Söylediği şey ağır gelmiş olacak ki düzeltiyor kendini. “Yani en azından üç gün falan alamam diye düşünüyorum.” Birden kıkır kıkır gülmeye başlıyorum. Söylediği şey çok komik olduğu için değil, onun söyleyiş şeklinden dolayı gülüşümü tutamıyorum. Alaz´ın hızla çattığı kaşlarının hafifçe titreyip düzeldiğine şahit oluyorum. Başını omzunun üzerine yatırarak bana bakıyor. Daha önce hiç görmediğim, adını duymadığım ama parlaklığından da şüphe etmediğim iki galaksi yerleşiyor sanki göz bebeklerine. “Yalnız buna faul derler,”diye mırıldanıyor ılık sesiyle.
Sayfa 158 - Mendirek YayınlarıKitabı okudu
Dışarıdan ikimizi izleme şansım olsaydı ne yaptığımızı sorgulardım kesinlikle. Söylediğimiz lafların hangi manayla eşdeğer olduğunu, bizi bir kaosun içinden başka bir kaosun içine nasıl sürüklediğini merak ederdim. Ancak ikimizi dışarıdan izleme gibi bir lükse sahip değildim. Sadece Alaz´a bakabiliyorum. Ona da bakarken gözlerimi sıklıkla başka yerlere çevirme ihtiyacı hissediyorum çünkü kendisinde var olan şeytan tüyüne hiç güvenmiyorum. Her an o tüy yüzünden benim aklımı bulandırabilir ve bulandırdığı sularda kürek çekmekten de gocunmaz.
Sayfa 149 - Mendirek YayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bakışlarım kolundaki dövmeye takıldığında ilk defa bu kadar dikkatli bir şekilde inceliyorum. Gözlerimi kısarak, “Nedir bu?” diyorum. “Dalga.” Dingin bir sesle mırıldanıyor. “Şiddetli bir dalga…” “Neden böyle bir şey yaptırdın peki?” Başımı tıpkı onun yaptığı gibi koltuk başlığına yaslıyor ve ondan tarafa dönüyorum. Böylece birbirimizi rahatlıkla görebiliyoruz. Nefes alış veriş şeklim tam manasıyla düzelmese de fena hissetmiyorum. “Suya karışırsam dalga olurum,” diyor ufacık dudak kıvırışıyla. “Onun için.”
Sayfa 123 - Mendirek YayınlarıKitabı okudu
“Bir daha bana Kıvırbaş deme.” “Değişik deme, Kıvırbaş deme, şunu deme, bunu deme…” Söylenirken yanında oturan Hümeyra´ya doğru eğiyor başını Hayali. “Ne diyeyim?” “Nuriye de.” diyor Alaz lafa atlayarak. Hümeyra onu takmadan Hayali´ye kaş çatıyor. “İsmimi söyle. Hümeyra. Mis gibi isim işte.” “Biraz kızıl biraz pembe,” diye mırıldanıyor Hayali. Alaz yine dayanamayıp karışıyor. “O ne lan öyle? Ebru Gündeş´ten biraz kızıl biraz mavi gibi…” Bu sefer müdahale etmem gerektiğini hissederek hemen yanımda oturan Alaz´a dirsek atıyorum. Yüzüme bakınca da gözlerimi kocaman açarak ikaz ediyorum. Umarım bu hareketin çocukları rahat bırak yoksa yemeğinden kısacağım anlamına geldiğini biliyordur. “Hümeyra´nın anlamı.” diyor Hayali onun esprisini duymazdan gelerek. “Kızıl pembe demek ya…”
Sayfa 109 - Mendirek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Reklam
Geri1149
2.246 öğeden 2.236 ile 2.246 arasındakiler gösteriliyor.