aaah! ne güzel olurdu güz olsaydım
yabansı, coşkun, renk dolu olsaydım
bir şair gözlerimde göksel bir şiir okusaydı
yanımda sevdalı bir kalp alazlansaydı
...
acaba saçlarımı yeniden
rüzgârda tarayacak mıyım?
acaba bahçelere menekşe ekecek miyim
ve sardunyaları
pencere ardındaki gökyüzüne koyacak mıyım?
dans edecek miyim yeniden bardaklar üstünde?
kapı zili acaba beni
yeniden sesin bekleyişine doğru götürecek mi?
ben üşüyorum
ben üşüyorum ve sanki hiçbir zaman ısınmayacağım
sevgili, ey biricik sevgili, "o şarap meğer kaç
yıllıkmış?"
bak burada
zaman nasıl da ağır
ve balıklar nasıl da benim etlerimi kemiriyorlar
neden beni hep deniz diplerinde tutuyorsun?
ne yazık ki bardağımda benim
hasret ve acı vardı sadece
ey sonbahara ermiş umutlarım
adımın çiçek dolu tacı nerede?
benden alabileceğin ne kaldı
yaşlarla dolu bu iki gözden başka
yeter artık bu kurbanlıklar
ey şiir ey kan emen tanrıça
Furuğ Ferruhzad