"İnsanlara bakıyorduk, fedakarlığını yitirmiş, sevincini yitirmiş, sevgisini yitirmiş, umudunu yitirmiş, onurunu yitirmiş... Kendini yitirmiş... Zavallı bir topluluk, başarıyı mutluluk zanneden..."
Kitapta yer alan bu cümle tüm eseri yansıtıyor aslında. Kral Byzas'ın efsanevi kenti Byzation'dan, Constantinus'un başkenti Constantinopolis'e oradan da Fatih Sultan Mehmet'in gül bahçesi Konstantiniyye ve daha nicelerine değinerek çalınmış umutların şehri günümüz İstanbul'una kadar uzanan tarihle harmanlanmış yedi ürpertici cinayetin hikayesini anlatan polisiye bir eser.
Sarayburnu'nda Atatürk heykelinin önüne bırakılmış bir cesetle başlayan roman birbiri ardına işlenen 7 cinayeti çözmeye çalışan Başkomiser Nevzat ve ekibinin başından geçenleri, İstanbul'un tarihini ve tarihi eserlerini ustalıkla kullanılmış bir dille anlatıyor.
Yaşadığımız şehir hakkında çoğu şeyi bilmediğimizi gösteren kitap hem bunlar hakkında kısa kısa bilgiler verirken hem de bu alana ilginizi arttırarak bu kitaptan sonraki okumalarınızın içeriğini belirliyor.
Okuyup okumamak arasında kalanların kesinlikle tereddüt etmeden başlaması gerek.