Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Milli siyaset dediğim zaman kastettiğim mana ve öz şudur: Milli sınırımız dahilinde, her şeyden evvel kendi kuvvetimize dayanarak mevcudiyetimizi, varlığımızı koruyarak millet ve memleketin hakiki saadet ve bayın­dırlığına çalışmak... Rastgele sonu gelmez emeller peşin­de milleti meşgul etmemek ve zarara uğratmamak... Me­deni cihandan, medeni ve insani muamele ve karşılıklı dostluk beklemektir.
Sayfa 270Kitabı okudu
Panislamizm ve Panturanizm siyasetinin başarılı ol­duğuna ve dünyayı tatbik sahası yapabildiğine tarihte tesadüf edilememektedir. Irk farkı gözetmeksizin bütün insanlığı kapsayan, cihangirane devlet kurma hırslarının neticeleri de tarihte yazılıdır. İstilacı olmak hevesleri, ko­numuzun dışındadır.
Sayfa 269Kitabı okudu
Reklam
Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli olarak yaşa­masıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla temin olunabilir. Ne kadar zengin ve müreffeh olursa ol­sun, bağımsızlıktan mahrum bir millet, medeni insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muamele­ye layık olamaz. Yabancı bir devletin himaye ve kollayıcılığını kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, acz ve miskin­liği itiraftan başka bir şey değildir... Türk'ün haysiyet ve izzetinefis ve kabiliyeti çok yük­ sek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa mah­volsun evladır! Dolayısıyla, ya istiklal ya ölüm! İşte hakiki kurtuluş isteyenlerin parolası bu olacaktır...
Sayfa 228Kitabı okudu
176 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İhanet şebekesinin hamisi olan emperyalist Amerika'nın maşası, menfur 15 temmuz darbesinin müsebbibi, ihanet ağının zirvesinde oturan süfli ve münafık "Gülen" teröristinin, ülkemizin en şerefli kurumlarına ve bilhassa Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızdırdığı, amiyane namussuzlarının, Atatürkçü, şerefli Türk subaylarının ve ordumuzun üzerinde kurmaya çalıştığı ele geçirme ve sindirme politikasını en açıklayıcı dille açıklayan kitaplardan birisidir bu kitap. Atatürkçü ve cemaatin hedefi, İlker Paşa'nın yazdığı kitap, kendisininde içerisine düştüğü mezbeleden çıkışını tasvir etmektedir. Mütalaa ederken, kafanızda yer eden bazı soruların cevaplarını bulmanız mümkün. Yaşanan hadiselere, kimin döneminde kapı açıldığını da anlamamanıza imkan yok. Devletimizin hala ihanet ateşinin ortasında olduğunu bilmek gerekir. Ancak tekrardan söylenmesi gerekir ki münferit darbeyi yapanlar değil, darbecilerle bir zamanlar yol yürüyenler ve onlara "her istediklerini verenler' de en ağır şekilde yaptırıma tabii tutulmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Laik ve Atatürkçü bir ülkedir. Ulusumuzun en güçlü bileği Silahlı Kuvvetlerdir. Unutma Türkiye! Subaylarının adi kumpaslara muti kılınmasına vesile olan şeytani düzenin yarattığı ve içimize saldığı cebinlerin yaptıklarını unutma! Türk Silahlı Kuvvetleri kendisine yöneltilen her türlü ithamı açık alınla temize çıkarmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri her ne kadar demokrasiye ehemmiyet veriyor olsa bile, kendisine yapılan hainliği unutmaz ve günü geldiğinde, sebep olanlardan hesap sorar. T.S.K. aldanmaz, sarsılmaz; yıkılmaz!
15 Temmuz Öncesi ve Sonrası
15 Temmuz Öncesi ve Sonrasıİlker Başbuğ · Doğan Kitap · 2016128 okunma
1. Dünya Savaşı 20 milyona yakın insanın canına mal oldu. Almanya 1. Dünya Savaşı'ndan muazzam zayıflamış olarak çıktı. Toplam 65 bin kilometrekare toprak kaybetti. 7 milyon ki­şilik nüfus kaybına uğradı. Haziran 1919'da imzalanan Versail­les Antlaşması'yla ordusunu 100 bin kişiye indirmeye mecbur edildi. Hava kuvvetlerine sahip olması yasaklandı. Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşta verdiği toplam zayiat ise şöyleydi:147 804 bin şehit, 250 bin esir, 400 bin yaralı olmak üzere toplam zayiat 1.454.000 oldu. Savaşta toplam zayiat olarak en büyük sayıya ulaşan ülke ise Rusya oldu: 6.761.000 toplam zayiatın içinde en büyük ra­ kam ise verilen esir sayısıydı: 3.500.000. Almanya ise savaşta en çok askerini kaybeden ülke oldu. Hayatını kaybeden asker sayısı 2.037.000 idi. Neticede iki tarafın toplam zayiatı 32.779.826 olmuştu.
Sayfa 187Kitabı okudu
Sa­vaşın sırrı hiçbir zaman bacaklarda değil, onları hareket ettiren beyindedir. Bir ordu sefer boyunca yürüyüşler yapabilir, ancak yön yanlışsa kaybolur... Genel kural, bir savaşa başlayınca bü­tün kuvvetlerinizi toplayın, hiçbirini ihmal etmeyin, bir tabur bazen bir günün yazgısını tayin eder... Bir ordu büyük operas­yonlar yönetebilecek tek bir lidere ihtiyacı varken, ayrı kollara bölündüğü zaman her birinin başına gerçek bir lider gerekir...
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
“Başbuğ ırklar, başka kavimlere şahlık eden milletler azdır. İşte Romalıların yanında, Türkler ve Moğollar bunlar arasındadır.”
232 syf.
10/10 puan verdi
Kitap hakkında bir takım görüşlerim
Önce İlker Başbuğ hakkında konuşmak istiyorum. Alıntılarda okuduğumuz gibi ilk defa yüksek rütbeli bir komutan felsefe ve sosyoloji gibi konulara değiniyordu. Ben de dahil olmak üzere aslında kafamızdaki asker tiplemesi içerisinde felsefe,sosyoloji, tarih ve siyaset bilen bir asker yoktur diye sanıyorum. Varsa da öncelik değildir. Ancak Başbuğ
Nasıl Bir Türkiye
Nasıl Bir Türkiyeİlker Başbuğ · Kaynak Yayınları · 2015235 okunma
Hüseyin Kıvrıkoğlu ve İlker Başbuğ
“Gecenin o saatinde hiç beklediğim bir manzarayla karşılaştım. Konutun önü ve konuta ve konuta gelen yol komutanlarım, silah arkadaşlarım, eş ve dostlarla dopdoluydu. Arabadan indiğimde, beni Türkiye Cumhuriyeti’nin 23. Genelkurmay Başkanı değerli komutanım Sayın Hüseyin Kıvrıkoğlu karşıladı. Bu, hayatımda hiç unutamayacağım, her zaman onur duyacağım bir an oldu. Komutanıma sonsuz şükranlarımı sunarım.”
İnternet Andıcı ve Başbuğ
“Eğer İnternet Andıcı adlı sanal davanın asıl amacı -ki ben böyle olduğunu düşünüyorum- Genelkurmay Başkanlığı Karargahı’nda benim komutam altında çalışan ve sadece yasal bir belge olan İnternet Andıcı üzerinde parafeleri bulunan sivil memurundan orgeneraline kadar tüm personelin üzerlerine basarak Genelkurmay Başkanı’na, yani bana ulaşmak ise, bu silah arkadaşlarımı bırakınız gitsinler. Ne yapacaksanız bana yaptınız. Buradayım ve dimdik ayaktayım.”
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.