Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
~ "Beni zaman kuşatmış, mekan kelepçelemiş; Ne sanattır ki, her şey, her şeyi peçelemiş... Perde perde veralar, ışık başka, nur başka; Bir anlık visal başka, kesiksiz huzur başka. Renk, koku, ses ve şekil, ötelerden haberci; Hayat mı bu sürdüğün, kabuğundan, ezberci? " . . . ~
insan, olguları açıklama vaadi taşıyan hipotezler aradığı için "her haz keşfi, başka bir doyumsuzluk getirir." ve "kişinin tüm odak noktası; hazza ve kalıcılığa zoraki bir biçimde ulaşmaya evrildiğinde, ruhu ve bedeni daha komplike hale sokup bireyi mutsuz hâle getirir." hipotezimi öne sürüyorum. mutluluk kavramını bir 'duygu durumu' olarak görüyorsanız, problemin kökünü kendi zihninizde en başından yanlış inşa etmişsiniz demektir. kişi, yoğun hazlara ulaşarak değil, en az acıyla yaşamayı sağlayan o hoşnutluk durumuna ulaşarak mutlu olabilir. daha inovatif bir şekilde öne sürecek olursam; mutluluk, hedonist bir bakış açısının getirdiği gibi bireyin kendi ruhunu her türlü hazza açık bırakmasına sebep olacak bir şey değildir. mutluluk; hayatın sergilediği o çalkantılı profilin karşısında hayatı, her yönleriyle kabullenecek kadar erdemli olmaktır. ancak bu şekilde mutluluk kavramı kalıcılığa ulaşabilir. onun haricinde sayfanın geri kalanında yer alan maddeler, mutluluk getireceği varsayılan ama elde edileceği vakit, hepsinin birer haz yansıması olduğu anlaşılacak maddelerdir. fakat biz insanlar, sorumlulukları ile kaotik tutkuları arasında sıkışıp kalmış varlıklar olduğumuz için bu hoşnutluk durumunu yerine getirmekten kaçınıyoruz. o hâlde doğamız gereği, erdemli olmaya ve bununla birlikte de kalıcılığa bir hayli uzağız.
Reklam
Akıl dediğin şey, kafanda koca bir ağırlıktan başka ne ki?
“Oysa hakikat akılla ya da başka bir şeyle kavranılmaz; hakikatin ancak parçası olunur. Bunun için kurtul geçmişinden, geleceğinden, aklından. Kainatta ne varsa şu anda oluyor görmüyor musun? Sadece burada, sadece şimdi. Gözlerini kapa, kalbini aç, aklını da bırak gitsin. “
İfade edemediğim bir eksiklik hissi var içimde.Sanki her şey başka türlü olabilirdi..
Bir toplumu tanımak mı istiyorsunuz? Medyalarına ve bu medyaları nasıl kullandıklarına bakın. SAVAŞLAR, MEYDAN'LARDA DEĞİL MEDYA'LARDA KAZANILIYOR! Bir toplumu yok etmek mi istiyorsunuz? Algılama biçimlerini değiştirin. Böylelikle zihinleri köleleşsin, beyin ölümü gerçekleşsin, istenilen şekillerde yönlendirilebilecek hâle
FELÂKET GETİREN ZENGİNLİK!
Medine Müslümanlarından Sâlebe`nin mala, mülke karşı aşırı derece hırsı vardı. Zengin olmak istiyordu, hem de mutlaka zengin olmak! Hattâ benliğini saran bu şiddetli zengin olma arzusu, nihayet onu Resûlüllah`dan dua istemeye kadar sevketti. Bir gün huzur-ı Peygamberî`ye çıkarak: - Yâ Resûlâllah, Allah`a dua et de zengin olayım, dedi. Allah`ın
Reklam
"Ağlayayım diye yapıyorum her şeyi. Hatırlama o anıyı. Tamam hafızan çok güçlü ama lütfen silsin artık onu. Unut. Kalmadı sende bir değeri. Canını yakmaktan başka bir şey yapmıyor. Lütfen unut artık. Lütfen. Keşke değer vermeseydin en başından bu kadar. İnsanlara güvenme. Kimse senin şansın değil. Gelecekte şansın da olmayacak. Yapayalnızsın. Kendine gel ve yoluna odaklan sadece."
- Sosyal medyada yargılama ve bu kişilerin psikolojisi üzerine-
Bayağı alay mı ince alay mı kişinin başvurduğu, kişi nasıl sözleri, nasıl bir üslubu tercih ediyor, acısıyla ne yapıyor; bunlar bir kişiyi değerlendirebileceğimiz son derece önemli kriterler. "Twitter'da insanlarla alay ediyorum ama aslında iyi bir insanım." diyorsanız yanılıyorsunuz, bu konudaki çalışmaların da teyit ettiği üzere., Sosyal medyada alaycı, saldırgan davranan insanların istediği de kucağa alınmak aslında. Her talebin sevgiyi talep etme olduğu gibi, kucakta tutulamıyor olmaya bütün öfkeler. Ama kucak istiyorsunuz diye -ki hangimiz istemiyoruz?- o ham öfkeyle saldırıyorsanız insanlara, her tür iftiranın meşru olduğu sözlüklere yazılar yazıyorsanız can acıtmak için, incitici söz söylemek o an haz veriyorsa size, öfkenizi bastırmak için seçtiğiniz yol na- sıl bir insan olduğunuzun da apaçık göstergesi; kendinizle ilgili düşünceniz ne olursa olsun sandığınız kadar masum bir insan değilsiniz. İşin bir başka ironik tarafı, bu şekilde davranan insanlarda çocuklara karşı çok yargılayıcı bir bakışın da yaygın olması ki bu asla tesadüf değil. Yaptığı "kötü" şey aslında sadece kucak istemek olan çocuğa karşı acımasız olduklarından kendi içlerindeki çocuğa karşı da böyle merhametsizler; o çocuğu sözde "disipline eden" iç anne-babalarıyla böyle davranmakta olduklarından habersizce yapıyorlar bunları. -
Nihan Kaya
Nihan Kaya
-
Beni Zorla Sağma, Bırak Ben Emzireyim Seni
Beni Zorla Sağma, Bırak Ben Emzireyim Seni
- sayfa 125 -
Gecenin konusu..
İnsanın içinde ifade edilmez bir eksiklik duygusu kalır. Her şey başka türlü olabilirdi sanki, Bütün bu oyunlar bu kadar da kötü oynanmayabilirdi..
Günlük
Günlük
Bende 24. yaşa gelene kadardı...
- 40 yaşıma kadar hep intiharı düşündüm, ama 40 yaşımdan itibaren insanların intihar etmeye değmeyeceklerini düşünmeye başladım. Bana göre intihar, geride kalanlara yönelik ağır bir suçlamadır. Bu mesajı verebileceğin tıynette insan olmadığını düşününce de intihar etmiyorsun. Bir tür nihilizm değil mi bu? - Tam tersine, değer yüklediğin şey bunlar değil. Allah’tan başka hiçbir şeye değer vermemek var bunun arkasında. 40 yaşına kadar ne vardı peki? - Aynı şey. Bir çıkış sağlayacağını umduğun bir insanla, bir imkanla karşılaşacağını düşündüğün için her gün erteliyorsun intiharını. Daha sonra da, bu çıkışı insanlardan beklemenin saçmalığını kavrayıp yine intihar etmiyorsun. İsmet Özel
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.