Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Aşk, bizden kaçanı yakalamak için duyulan çılgın arzudan başka bir şey değildir," diyor Montaigne. Anatole France ise, "insanın sahip olduğu bir şeyi sevmesi alışıldık bir durum değildir," diyor. Stendhal meseleyi, "aşk, aşık olunan kişiyi yitirme duygusundan ibarettir," diye özetlerken, Rougemont, "en ciddi engel, en çok yeğlenen engeldir," şeklinde bir açıklama yapıyor."
" Sonra arkadaşlarımızdan birkaçı arka arkaya ölüyor. Henüz kırk yaşlarında insanlar. Daha güzel yaşamlara duyulan özlem ve bekleyişi onlarla birlikte gömüyoruz. Daha güzel yaşam diye bir şey yok. Daha güzel yaşamlar ötelerde değil. Daha güzel yaşam başka biçimde değil. Güzel yaşam burada... "
Sayfa 61 - Yky
Reklam
Nasıl korkulur benden? Sisli çatıları üstünde gökyüzünün Hafif ve başıboş dolaşan Bir uçurtmadan başka Hiçbir şey olmayan benden?
Fakat mutluluk denen şey de gösterişten, sürdürülme­si imkansız bir durumdan başka neydi, hele ki dile getirmesi bile bu kadar zorken?
“Sen, bana kâfisin. Gözlerinin kahvesi, gözlerimde pişene dek, Hayalin, gözlerime kâfidir. Meğer, karla karışık yağan şey, özlemekmiş sadece... Başka söze ne hacet, özlemek bana kâfidir. Yarınlar güzel olana dek, anılar sevincime kâfidir. Ellerimi ikindi buzlarına sürdüm, dilimde melez şarkılar büyüttüm Dışımı titreten bu kışı, içimde bir güzel dövdüm. Fındık çiçeklerini düşüne düşüne, Sirkeciye kadar yürüdüm. Bu eski trende, bu kadar üşümek, bugün için, tenime kâfidir...”
.... ne konuşabilir ne de susabilirdim, daha doğrusu sussaydım bile konuşmuş olurdum, çünkü şimdi tek bir sözcükten başka bir şey değilim.
Reklam
Korktuğumuz başımıza geldiğinde, hayatımızı istila ettiğinde, korktuğumuz şeyi tüm derinliğiyle yaşamımızda var ettiğimizde, acı ruhumuzu çekiştirerek bizi yırtar gibi hissettiğinde, önceden korktuğumuz şey, artık korkmadığımız bir şeye dönüşebilir. Ve korkumuzdan böylece özgürleşebiliriz. Ayrılık, eğer korktuğumuz bir şeyse, bazen şifa etkisi yaratabilir. Korkulacak bir şey olmadığına dair bir şifa etkisi ''Ona da başka bir ayrılığın sonucunda kavuşmuştum. O da bana başka bir ayrılığın sonucunda gelmişti.''
Sayfa 192Kitabı okudu
Hemen başlıyoruzzz….
Rezonans Kanununa göre, yaşamında başka bir şeyin gerçekleşmesi müm­ kün değildir. Neye inandığın enerjinin umurunda değildir, inancın yüksek ahlaki değerler taşıyabilir ya da çok kötü bir şey olabilir; sana fayda sağlayabilir, ya da hayatını zorlaştırabilir. Enerji işin ahlaki kısmıyla ilgilenmez ve yargılamaz. Enerji daima senin yaydığın içtepiler doğrultu­ sunda çalışır.
Kitap okuma denilen şey benden koparılıp alınırsa, hiçbir hayat deneyimi olmayan ben ağlanacak halde olurdum galiba. Bir kitap okuduğumda, onun için deli olur, ona güvenip empati duyar, onu özümser ve hayatımın bir parçası hâline getirir, başka bir kitap okuduğumda ise ânında değişiveririm.
Sayfa 17 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her şey, her şeyi olduğu gibi kabul etmekteydi. Şu halde bana da yapacak başka bir şey kalmıyordu.
İnsani yardım değil mi
Fakat tüm bunlar insani yardımın dışında kalan dış yardımların kesilmesi gerektiği anlamına gelmiyor. Dış yardımı kesmek bir işe yaramayacağı gibi muhtemelen başka ıstıraplara yol açacaktır. İşe yaramayacaktır çünkü pek çok Batılı ülkenin yurttaşları dünyanın dört bir yanındaki ekonomik ve insani felaketlerden suçluluk ve rahatsızlık duyuyor ve dış yardım bu sorunlarla savaşmak için bir şey yapıldığına inanmalarını sağlıyor. Bu "bir şey" çok etkili olmasa bile onu yapma arzusu devam edecek: tabii dış yardım da. Uluslararası kurumlar ve STK'lardan oluşan muazzam yapı da statükoyu korumak için aralıksız olarak kaynak talep etmeye ve aktarmaya devam edecek. Ayrıca muhtaç ülkelere yapılan yardımları kesmek duyarsızlık olurdu. Evet, bu yardımların büyük kısmı ziyan oluyor. Fakat her bir dolarlık yardımımızın 10 cent'i dahi dünyanın en yoksul insanlarına ulaşsa, bu yaşadıkları korkunç yoksulluğu hafifletmek için fazladan bir 10 cent anlamına gelecektir ve yine de hiç yoktan iyidir.
Sayfa 430Kitabı okudu
Annemin konuşurken arada bir döktüğü gözyaşları ruhumu temizliyor ama geçmişi silemiyordu. Sonsuz sevgisine o temizlenen ruhumun ihtiyacı vardı. Şeytanın annesiyle ortak bir kader paylaşan karşımda oturan insan, insanoğluna dair içimdeki umut fitilini alevleyebilecek tek canlıydı. Eğer annem bu kadar ağlamasaydı, ben insanları öldürmek için dönerdim geldiğim yere. Çünkü yokmuş, derdim. İnsanın içinde insanlık yokmuş! Soğumamış çamur hâlâ, insan dediğimiz canavar, diye düşünürdüm. Ama annem ağlıyordu. Beni hâlâ seviyordu. Babam hayatımı, annem ruhumu kurtarıyordu. Kendimi onların ellerine bırakmaktan başka bir şey düşünemiyordum. Ben mahvettim, onlar düzeltsin. Bunları düşünürken bir an önce çocuk sahibi olmayı istedim. O da hayatını parçalasın da ben toplayayım diye!
Gerçek sınırlar sadece bizim beynimizdedir.
Doğru bir biçimde istemek, kendi kodumuzu ye­niden programlamamız için çok uygun bir yön­ temden başka bir şey değildir. İster olumlu afırmasyon yoluyla, ister telkinle, ister meditas­yonla, istermiş gibi yapmakla ya da resimleme ile oluşan veriler DNA'mız tarafından alınır ve kayde­ dilir. Burada küçük bir hatırlatma yapalım; gerçek sınırlar sadece bizim beynimizdedir.
Sayfa 74
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.