Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Defne Mira

Defne Mira
@baskayabanci
44 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
200 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Sahip olduğu doyurulmamış içgüdülerden ve insanın yıkıcılığından bahsetmiş Freud. İnsanın onu çalışmaya zorlayan uygarlığa karşı beslediği düşmanlığı ele almış. Dünyaya geldiğimiz ilk anda bizi koruyan kollayan anneye karşı duyulan güven zamanla babaya duyulmaya başlanmış. Aynı zamanda da bir baba korkusu eşlik etmiş bu durumda. Ve 'Tanrı' çıkmış ortaya yüceltilmiş baba figürü olarak. Dini de çocuklukta yaşanan bir nevroza benzetmiş Freud. Bilimin aksine dinin bir yanılsama olduğundan bahsetmiş. İnançlı herhangi bir insanın da bu kitabı okuyarak inancından vazgeçeceğini düşünmediğini de eklemiş. Güzel bir kitaptı.
Bir Yanılsamanın Geleceği, Uygarlık ve Hoşnutsuzlukları
Bir Yanılsamanın Geleceği, Uygarlık ve HoşnutsuzluklarıSigmund Freud · İdea Yayınevi · 20161,656 okunma
Reklam
90 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
'Kitaplar kaderimizi değiştirir.' diyor yazar. Mizahla karışık, kütüphaneden kafasına düşen bir kitapla hayatını kaybeden, yolda yürürken bir yandan da kitabını karıştırırken araba çarpması sonucu hayata veda eden insanların olduğundan da bahsediyor. Kitap alma, yeni bir kitaba sahip olma arzusunun nasıl tutkuya dönüştüğünü ve bunun nerelere gidebileceğini hayal gücünü kullanarak anlatıyor.
Kâğıt Ev
Kâğıt EvCarlos María Domínguez · Jaguar Kitap · 202012,1bin okunma
104 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Kitap, 16 yaşında, asosyalliğin pençesinde kıvranan Blanche'nin gözünden tam tersi karakterdeki Christa ile yaşadığı arkadaşlık macerasını anlatıyor. Anlatımı güzel, eğlenceli bir kitap.
Dişi Şeytan
Dişi ŞeytanAmélie Nothomb · Doğan Kitap · 200681 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
67 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Doğa sevgisini, yurt sevgisini, insanın sevdasıyla birlikte var oluşunu, zor şartlar altında devrimci mücadeleyi, okumanın önemini akıcı bir üslup, sade bir dille anlatmış Cengiz Aytmatov. Betimlemeler, hiç sıkıcı değil. Kitap da oldukça sürükleyici.
Cemile
CemileCengiz Aytmatov · Elips Kitap · 200532,3bin okunma
95 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
1883'te, Lübnan'da doğan yazar, aforizmalarına yer verdiği Kum ve Köpük adlı eserde kimi zaman erdemden, kimi zaman sanattan, kimi zaman da dünya yasalarına uymayan deli ve dahinin Tanrı'ya daha yakın oluşlarından bahsetmiş. Samimi ve içten bir dille, yer yer düşündüren, sade düşüncelerini dile getirmiş.
Kum ve Köpük
Kum ve KöpükHalil Cibran · Bordo Siyah Yayınları · 201312,9bin okunma
Reklam
90 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Spoiler içerebilir... Schopenhaur, birçok kimse tarafından ele alınmış ve ele alınacak olan aşk konusuna bu eserde açıklık getirmiş. Aşkın, cinsel sevgi olduğunu ve insan türünün daha sağlam, daha sağlıklı olmasını sağlamak için doğanın bir tür hilesi olduğunu belirten filozof, aşk uğruna yaşanan onca itiş kakışın sebebinin bu etkinliğin aslında gelecek kuşakların kalıtımsal özelliklerini belirleme işlemini içermesinden ileri geldiğini söyler. Aşk önemlidir ve iki kişinin tek bir varlıkta yani doğacak çocukta varlıklarını sürdürmeleri gibi onurlu bir amaca hizmet etmektedir. Cinsel dürtünün yoldan sapması olarak nitelendirdiği oğlancılığa da değinen Schopenhaur'un eseri aşk konusuna farklı bir pencereden bakmamızı sağlıyor.
Aşkın Metafiziği
Aşkın MetafiziğiArthur Schopenhauer · Bordo Siyah Yayınları · 201213,2bin okunma
144 syf.
4/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
'Tekeşlilik' ve 'sadakatsizlik' üzerine olan kitapta, yazar kendi gözlemlerinden ulaştığı tespitlere yer vermiş. Ne çok sıkıcı, ne de çok eğlenceli, 'aforizmalar' tadında bir kitap. Okuduğunuza pişman edecek bir kitap olduğunu düşünmüyorum.
Tekeşlilik
TekeşlilikAdam Phillips · Metis Yayınları · 2021709 okunma
86 syf.
4/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Yazar, teşekkür etme edimini sorunsallaştırmış. Tüm yapıtları için alacağı ödül nedeniyle hazırladığı yarım saati geçen teşekkür konuşması oldukça sıradışı. Sahnedeki konuşmayı, konuşmacının mimiklerini hayal gücünüzle gözünüzde canlandırdığınızda okuma zevki artıyor.
Teşekkür Ederim
Teşekkür EderimDaniel Pennac · Can Yayınları · 2007131 okunma
152 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Sir Claude Amory, atomun patlatılmasını sağlayacak bir yöntem üzerinde çalışmış ve bilim dünyası için çok önemli bir formül geliştirmiştir. Ancak bu formülü aile üyelerinden birinin çalacağından şüphelenmiş ve dedektif Hercule Poirot'tan bu işi çözmesi için yardım istemiştir. Okuduğum ilk Agatha Christie romanıydı. Hatta okuduğum ilk polisiye roman da bu kitap. Kitabı çok sürükleyici buldum. Hiç sıkılmadan okudum. Olayların sorumlusunu tahmin etmekte başarısız kaldım. Yazar, öyle bir kurguyla yazmış ki neredeyse asıl suçlu dışında herkesten şüphelendim. Yazarın diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum.
Acı Kahve
Acı KahveAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20187,6bin okunma
75 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Kendini bir transatlantiğe benzetenlere, nüfusu yüz milyonu aşan Rusya halkının cehaletinin devasa bir okyanusa benzediğini söyleyen idealist profesör Raçinski, nüfusu on milyon olan bir şehirde bulunan, Tatevo adlı bir köyde öğretmenlik yapma kararı alır. Bu köy, Raçinski'nin doğduğu köydür. Kararı herkesten tepki alır. Moskova Üniversitesi'nde ders vermeyi bırakıp, bir köy okulunda öğretmenlik yapmak da neyin nesidir? Köylüler, herkes tarafından kaba, cahil ve içki düşkünü oldukları için küçümsenirler. Raçinski ise kafasına koyduğunu yapar ve öğretmenlik yaparak, küçük çocukları aydınlatır. Raçinski'nin yetiştirdiği çocuklar, kimi ilahiyatçı, kimi ressam önemli yerlere gelirler. Raçinski öldükten bir süre sonra da Çarlık Rusyası yıkılır.
İdeal Öğretmen
İdeal ÖğretmenGrigory Petrov · Zafer Yayınları · 20196,2bin okunma
Reklam
265 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap, anlaşılır ve açık bir anlatımla başlıyor ancak ortalara doğru anlatılmak isteneni anlamakta zorlandım. Daha açık ve daha yalın anlatılabilecek konuları maalesef okuyarak geçtim. Bana çok karmaşık geldi. Ortak mülkiyetin var olduğu, herkesin yönetime katıldığı ilkel komünizmden, neolitik devrimle (tarım devrimi) artık (fazla) ürün elde edilmesi ve bunun başlangıçta toplumun bazı kesimlerinin çalışmadan, üretmeden yaşamalarına olanak tanıması, daha sonra ise bu kesimin (zamanla din çevreleri, askeri kesim, yargıçlar, memurlar) asıl üretici gücü yönetme hak ve görevlerinden dışlamaları güzel açıklanmış. Toplumsal eşitsizlikler de burada başlıyor. Başlangıç bölümlerindeki düşüncelerin tadı damağımda kaldı diyebilirim. Yazarın daha iyi açıklama ve anlatma potansiyeli olduğunu düşünüyorum ancak niyeyse bu sonraki bölümlerde gerçekleşmemiş diye düşünüyorum. Belki diğer kaynaklardan konuya iyice aşinalık kazanıldıktan sonra kitabı tekrar okumak bir fayda sağlayabilir.
Marksizme Giriş
Marksizme GirişErnest Mandel · Yazın Yayıncılık · 199670 okunma
112 syf.
3/10 puan verdi
Nur hizmeti ve Bediüzzaman Said Nursi propagandası yapan kitabı hiç beğenmedim. 'Komünizmle mücadele etmek isteyen bir devlet, Nur hizmetini mutlaka destekleyip okullara koymalıdır.' gibi ifadeler var kitapta. İncelemeleri okuyup beklentiye girmiştim. Oldukça basit ve yavan bir kitap. Çocuk kandırır gibi yazılmış. Argümanlar çok zayıf, eski Yunan'ın düşüncelerini ufak tefek değişiklerle kopyalayıp, dinin hizmetine sokan İslam düşünürleri örnek alınmış sanırım. 'Credo quia absurdum' (Saçma olduğu için inanıyorum.) diyen kilise babası Tertullianus bile yazardan daha ikna edici diye düşünüyorum. Eristik diyalektikle hakikate ulaşılabileceğini düşünmediğimden yazarın konuları ele alış biçimini beğenmedim. Yine de, yazar emek harcamış, görüşlerini sanat aracılığıyla dışa vurmuş, yaratıcılığını kullanmış, böyle bir kitap yazmış. 2 verecektim, 3 verdim.
Kendini Arayan Adam
Kendini Arayan AdamHalit Ertuğrul · Nesil Yayınları · 201810,5bin okunma
60 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Paul Lafargue, kitapta, aşırı çalışmanın kötülüklerini ele almış ve günde sadece 3 saat çalışmayı önermiş. Ücretli çalışmanın bir tür kölelik olduğundan bahseden Lafargue, eski Yunan'da çalışmanın kölelere mahsus, aşağılık bir şey olarak görülmesini hatırlatmış ve çalışmayı kutsayan din çevreleri ve filozofları eleştirmiştir. Lafargue'ye göre kimi sosyalistler de 'çalışma hakkı' adı altında çalışma dogmasını kutsamaktadır.
Tembellik Hakkı
Tembellik HakkıPaul Lafargue · Telos Yayıncılık · 200010,1bin okunma
85 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Sosyalizm konusunda hiç bilgisi olmayanların bile okuduktan sonra bir temel kazanabileceği, oldukça aydınlatıcı bir kitap. Rekabetçi kapitalizmin, tekelci kapitalizme dönüşümü, mal ve sermaye fazlalığından doğan pazar arayışı ve emperyalizm, sosyalizmi bir dünya düzeni olarak bugün olmazsa yarın zorunlu kılan nedenler, Marx'ın çalışmalarının bilimsel niteliği akla yatkın bir biçimde ele alınmış. Kapitalizmin verimsiz, akıldışı, müsrif ve adaletsiz oluşuna vurgu yapılmış. Sosyalizm denince akla gelen vesveselere doyurucu cevaplar verilmiş. Çok popüler olan, 'Sosyalizm düzeni gelirse, özgürlüklerimiz elimizden alınır mı?' sorusuna, 'Kimin özgürlüğü?', 'Çalışmadan, sadece üretim araçlarına sahip oldukları için, başkalarının emeği üzerinden asla bitiremeyecekleri servetlere sahip olanların özgürlüğüyse söz konusu olan, evet bu azınlığın özgürlükleri kısıtlanacak.' diye cevap vermiş yazar. Bu çok kolay anlaşılır kitabı çok beğendim ve mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Sosyalizmin Alfabesi
Sosyalizmin AlfabesiLeo Huberman · Sol Yayınları · 20112,991 okunma
190 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Kitap, tekrar tekrar iştirak edilebilecek zihinsel bir şölen adeta. Yazar, yaşamın karşısına ölümü değil can sıkıntısını, ölümün karşısına yaşamı değil aşkı koymuş. Felsefi okumalar da yaptığı anlaşılan yazarın, felsefi tespitleri ve sezgileri tadında. Neden çetrefilli bir var oluşun yerine huzur dolu bir hiçliğin olmadığını soran yazar, Tanrı'nın bilinmek istemesini muhtemel cevap olarak görüyor. Kadınlar ve erkekler; iş adamları, siyasetçiler ve sosyete; dürüstler, dürüst olduğunu söyleyenler ve sahtekarlar yazarın ele aldıklarından bazıları. Samimi bir dille, çaba göstermiş, ortaya böyle bir eser çıkarmış. Bazı yerlerde amatör ya da klişe tespitler olsa da, geneli düşündüğünüzde ve kitabın sürükleyiciliğine kapıldığınızda o kadar da göze batmıyor. Kitabı bir süre sonra tekrar okumayı düşünüyorum.
Şeytanın Fısıldadıkları
Şeytanın FısıldadıklarıEmre Yılmaz · İlkkaynak Yayınları · 1999373 okunma
211 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Kitap, insanların, özelde erkeklerin, birbirinden pek de farklı olmadıkları, bazı istisnalar dışında erkeklerin kadınlar tarafından 'adam' edildikleri, erkeklerin de zaten kendilerini çekip çevirecek kadın arayışı içinde oldukları gibi düşünceler üzerine temellendirilmiş. Kadınların hayalperest olmamaları ve realist beklentilere sahip olmaları tavsiye edilmiş. İlişkide söz sahibi, varlığını hissettiren, kendi isteklerinin ve değerinin farkında, özgüvenli ve dik duruşlu olmanın önemine vurgu yapılmış. Yazara bazı noktalarda katılmıyorum ama 'farklı bakış açıları edinmek için okunabilir' diye düşünüyorum. Katılmadığım noktalardan biri de şu: Kadınlar yazarın tavsiyelerine uyarsa kendileri için 'doğru erkekleri' bulmaktan ziyade onları bazı taktik ve yöntemlerle yaratan kadınlar olarak evriliyorlar. Bu tarz bir tutum kültürden kültüre salık verilecek olursa kadının konumu 'erkek terbiyecisi' gibi bir şey oluyor. Erkekler, neden kendi ailelerinin, çevrelerinin, deneyimlerinin onlara kattıklarıyla 'doğru erkek' olamıyor da illa ki bir kadının onu evirip çevirmesi gerekiyor?
Doğru Erkeği Bulma Kılavuzu
Doğru Erkeği Bulma Kılavuzuİlhan Uçkan · Epsilon Yayınları · 200361 okunma
Reklam
76 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
'Sevgili Salak', Zeki Demirkubuz'un yönetmenliğini yaptığı Masumiyet ve Kader filmlerini anımsattı bana. Yazar, yakınından geçmek istemeyeceğimiz, bizim (bizim derken, 'normal', 'vukuatsız' bir yaşamı olanlar ve yaşamının bu halinden memnun olanlar) irademiz dışında var olan ürkütücü yaşama biçimlerine ışık tutmuş. Kitap boyunca, 'Kahramanın çocukluğu farklı geçseymiş ve farklı bir çevrede büyüseymiş, bambaşka bir yaşamı olabilirmiş.' vurgusu var. 'İnsanın özü toplumsal ilişkilerdir.' diyen Marx'ı haklı çıkarabilir bir durum. Kimi Afrika'da, kimi Çin'de, kimi Türkiye'de doğup, büyüyor. Kimi bir çingene, kimi peçeli, kimi kıyafet giymiyor, kimi göçebe... İnsanın özünü toplumsal ilişkiler belirliyor. 'Biz sizin yok saydıklarınızız.' diyen Mahsun'un karakterini de başta babasıyla olan ilişkisi olmak üzere toplumsal ilişkiler şekillendiriyor. Nilay'ınkini de. Böyle yaşamların ve üzücü olayların kurguda kalmasını diliyorum, bir okuyucu olarak. Elbette, tadında bir kültürel çeşitlilik neden var olmasın? Bunun dışında kitap, özgün bir üslup, akıcı bir anlatımla yazılmış ve sürükleyici.
Sevgili Salak
Sevgili SalakAşkın Güngör · Olgu Kitaplığı · 200870 okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Kısa hikayelerden oluşan 'İnsan Ne İle Yaşar?', Tolstoy'un edebi başarısını sergilediği eserlerden bir tanesi... 'İnsana Ne Kadar Toprak Gerekir?' başlıklı hikayesi, diğer hikayelerdeki temalara benzer bir biçimde hırs ve açgözlülüğü yaratıcı bir biçimde konu edinmiş. Elde ettikçe daha fazlasını isteyen insanın hayatta başına ne geleceği belli değil. Bazen 'daha azı daha fazlasıdır' deyip sahip olduklarımızın tadını çıkarmak, ölçülü olmak izlenecek en doğru yol olabilir. Kahramanların mal, mülk peşinde koşarken başına gelenler okuyucuyu bu konuda uyarıyor. Tolstoy'un 'İnsan ne ile yaşar?' sorusuna verdiği cevap ise sevgi. İnsan severek, sevilerek yaşar. Seven Tanrı'ya, Tanrı da sevene yaklaşır. İnsana kendi gereksinimlerinin bilgisinin verilmemesinin nedeni ise, Tolstoy'a göre, Tanrı'nın bizim beraberce yaşamamızı istemesi. Tolstoy'un maneviyata vurgu yaptığı bu eseri eğlenerek, sıkılmadan okudum.
İnsan Ne ile Yaşar
İnsan Ne ile YaşarLev Tolstoy · Tutku Yayınevi · 2017190,9bin okunma
351 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Heinrich Faust, sahip olduğu akademik ve dünyevi bilgiyi yetersiz görmekte, kendine varoluşun sırlarını verecek ve yaşamını renklendirecek bir yapının eksikliğini deneyimlemektedir. Eşzamanlı olarak, Tanrı bir tür şeytan olan Mefistofeles'le insan ve yaşam üzerine tartışmaktadır. İnsanın sükut içinde bir devinimsizliğe eğilimli olduğunu, bu yüzden Mefistofeles'in insan yaşamı için bir katalizör görevi gördüğünü farklı sözcüklerle anlatan Tanrı, iyi bir insanın karanlık bir devinim içinde dahi olsa doğrunun farkında olacağını belirtmekte, Mefistofeles'e bilgece meydan okumaktadır. Tanrı bu meydan okumayı somutlaştırarak, Mefistofeles'e kullardan biri olan Faust'u aşağılara çekmesini ve bundan sonra olacakları görmesini teklif eder. İnsanın yeryüzüne atılmışlığı gibi bir olgu olan insanın birçok şey hakkındaki bilgisizliği Faust'u Mefistofeles'e yakınlaştırır. Ancak Faust, Mefistofeles'le macerası sırasında pembe ahlaksızlıklara ortak olmuşsa da özündeki iyiliği korur ve iyilikten şaşmaz. Ne var ki şeytan onun başına türlü çoraplar örmüş, yazgısını olumsuz yönde etkilemiştir. Bu da Faust'un ödediği bedeldir. Ucunda bilgi, bilim gibi erdem araçları bile olsa kötülükle işbirliği yapmak, temasa geçmek günün sonunda pişmanlıklar doğurabilir. Bu da eserden çıkarabileceğimiz derslerden biri gibi geldi bana.
Faust
FaustJohann Wolfgang Von Goethe · Elips Kitapları · 201213,6bin okunma
134 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Üzerinde düşünüldükçe farklı çağrışımlar oluşturabilecek olan bir kitap olduğunu düşünüyorum. Gregor Samsa'nın bir sabah kendini bir böceğe dönüşmüş olarak bulması ve bu yeni var oluş biçimiyle çevreye uyum sağlamada yaşadığı zorluklar anlatılmış. Zor şartlar altında çalışan, bir süre sonra kendine ve çevresine 'yabancılaşan' insan ele alınmış gibi duruyor. Anlatımı akıcı ve sürükleyici. Yazar, gerçeküstü bir durumu, okuyucuya hiç yadırgamadan hayal ettiriyor.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · İnsan Kitap · 2017222,3bin okunma
136 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Kitabı anlamakta oldukça güçlük çektim. Anladığımı da söyleyemem. Ezoterizm ve bilim ne kadar birbirine yakışıyor emin değilim.. İnsanın ve evrenin 7 katlı olduğunu iddia eden yazara göre eşruhluluk benlikten vazgeçildiğinde ortaya çıkan bir olgu. Sanki bazı cümleleri yaşadığı zamanın mahalle baskısıyla yazmış. Bazı cümleler de yazarın aslında derin bir kavrayış sahibi olduğunu gösteriyor. Hayal gücü geniş, sabırlı ve okültizm gibi konulara ilgi duyanlar okuyabilir ama herhangi bir sır verilmiyor, onu söyleyeyim...
Aşk ve Evliliğin Ezoterik Felsefesi
Aşk ve Evliliğin Ezoterik FelsefesiDion Fortune · Hermes Yayınları · 201889 okunma
160 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Kitap kısa kısa denemelerden oluşmuş. Herkesin aslında Cindrella gibi elinde ayakkabısının tekiyle, diğer eşini aramakta olduğu tespiti çok hoşuma gitti. İnsanın doğuştan getirdiği eksiklik duygusu ve hiç bitmeyen, bu eksikliği tamamlayabileceği umudu...
İçimizde Bir Yer
İçimizde Bir YerAhmet Altan · Everest Yayınları · 20133,663 okunma
Reklam
238 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Kitabı sürükleyici buldum. Kahramanlardan Aydan'ın yaptığı pek çok ahlak dışı davranışın üstüne bir de hafiften kleptomaniye tutulmasını yazarın zorlaması olarak düşündüm. Belki de imgeleminin ilginç bir ürünüdür, bilemiyorum. Kendi hayatından biraz uzaklaşıp, kafa dağıtmak isteyenler için kısa sürede okunabilecek hoş bir kitap.
Aldatmak
AldatmakAhmet Altan · Can Yayınları · 20025,9bin okunma
111 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Annesinden aldığı eğitimle kadınlardan uzak kalmayı tercih eden, tutku ve şehvet gibi duygularla arasına mesafe koyan kahramanın annesine olan derin bağlılığı, annesinin ölümünden sonra yazdığı bu kitapla gözler önüne seriliyor.
Post Mortem
Post MortemAlbert Caraco · Versus Kitap Yayınları · 2008631 okunma
120 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
''İşleneceğini herkesin bildiği ama kimsenin engel olamadığı bir cinayetin öyküsü''... Kitap nedense bana sürükleyici gelmedi. Yazar, olaylar karşısındaki kendi görüşünü kitaba yansıtmadan, nötr bir anlatım seçmiş. 'Mucizeyi söyledi, azizin adını vermedi.' gibi birkaç cümleyi etkili buldum.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202077,6bin okunma
100 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Dünya İmparatorluğu'nun büyükelçisi ve iki bin mürettebat evrende düzeni sağlamak için yaptıkları bir yolculukta Gand gezegenine gelirler. Buradaki insanlar hiç oralı olmazlar ve onlarla ilgilenmezler. Bu gezegen diğer gezegenlerden oldukça farklıdır. Para kullanmak yerine birbirlerine mecler (Mecburiyetler) yüklerler. Yapmak istemedikleri şeylere çekinmeden 'Olmaz' derler. Özgürlük onlar için önemlidir ve yapmak istemediğin şeye 'Hayır' demeni gerektirir. Kimse kimseden üstün değildir ve birbirlerine emir vermezler. Başbakan, müdür vs. böyle kimlikler bulunmaz. Yazarın başta bürokrasi olmak üzere yaşama biçimlerimizi hicvettiği bu bilim-kurgu eseri çok beğendim.
Ve Sonra Hiç Kalmadı
Ve Sonra Hiç KalmadıEric Frank Russell · Metis Yayıncılık · 1995158 okunma