Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben romanlarımın birinde ne demişimdir, şimdi hatırlamanın sırası: ''Bu ülkeyi iki yüz yıldır aydınlar batırır, halk kurtarır.'' Yanlış diyenin alnını karışlarım. Gidip biraz tarih okusunlar.
Sayfa 373
Aşırı sağcı bazı parti sözcülerinin ikide bir çıkıp, ortada görülen örgütlerin komünistlik iddialarına bakarak, marifeti solcuların karıştırdıklarını söylemeleri tam anlamıyla sorumsuz konuşmaktır. Biraz düşünseler ya, Şeyh Sait'de şeriat ve padişah adına isyan etmişti, ama, gerçekten şeriatçı ve padişahçı mıydı, yoksa Britanya emperyalizminin maşası mı?
Sayfa 96
Reklam
Sağcı iktidarlar Türkiye'yi savunma ve kalkınma gereksinmesini göz önünde tutarak, Amerika'nın lider olduğu emperyalist sistem içersine sokmuşlardır. İkili anlaşmalarla Amerika'yı ülkemizin kaderinde söz sahibi etmişlerdir. Oysa Amerika Türkiye'nin kalkınmasını istemez, sanayileşmesine karşı koyar, onu uydu bir ülke olarak emperyalist sistemin yararına kullanmayı öngörür.
Sayfa 58
Türkiye emperyalist sistem içinde kalıp kapitalist ülkelerden kalkınma umdukça daha çok tekleyecektir, zira bu sistemin felsefesi kalkındırmak değil süründürmektir.
Sayfa 78
Mustafa Kemal Paşa'nın en büyük hizmetlerinden birisi, Cumhuriyet'in ilk kuşaklarını etnik ve benzeri ayrılıklardan uzak yetiştirmeni bilmesi olmuştur.
Sayfa 342
Bazen diyorum ki, şu bizim politikacılarımız hiçbir tarih okumaz, yüzyılın başından beri yaşadıklarımızı hiç mi hatırlamaz? Canım, ucundan kıyısından biraz kitap karıştırsalar, biraz sağa sola soruştursalar, halkın önüne ülkenin iyiliği nedir diye getirdikleri çözümlerin ne eski püsküllü belalar olduklarını fark etmezler mi?
Sayfa 160
Reklam
Emperyalist sistem, etkisi altına aldığı ülkelerin her türlü bağımsızlık girişimini o dakika komünistlik diye tanımlar, bir kere bu damgayı vurdu mu bütün müdahale olanaklarını elde eder. Bağımsızlık girişiminin somut belirtisi, Amerikan servislerine göre iki yönde etkisini gösterir, siyasal ve ekonomik. Siyasal yöndeki belirti sistem içindeki ya da üçüncü dünyadaki ülkenin doğu bloku ile iyi ilişkilere yönelmesi, özellikle Rusya ile dost olmasıdır; ekonomik yöndeki belirtiyse, Amerika'nın kendisine önerdiği kalkınma programına burun kıvırıp, ciddi ve ağır sanayileşmeye kalkışması, bu yönde başka ülkelerle temaslara geçmesidir. O ki bir ülke bu iki yönde bu iki eğilimi gösterir, emperyalist sistemin onu komünist diye nitelemesi gecikmez, sonra da allem edilir, kallem edilir, ‘filin cilveleri’ başlar, o ülkede bağımsızlığı iş edinen siyasal kadro elenir.
Sayfa 55
Türkiye otuz yıl önce vahim bir yanılgıyla emperyalist sisteme elini kaptırmıştır, kolunu kurtaramıyor. Sağcısı, solcusu, ortacısı önce bunu saptayacak, yabancı müdahalesine, ulusal iradenin dıştan kısıtlanmasına karşı, Müdafa-i Hukuk cephesini oluşturacak, aramızdaki sağcılıkları, solculukları sonra tatlılıkla çözümleriz.
Sayfa 69
Ülkemizde seçimler doğru dürüst yapılmakta, millet iradesi içerden herhangi bir kısıtlamaya uğramadan oluşmaktadır, ne var ki, bu irade dışarıdan emperyalist sistem tarafından kuşatılmıştır, böyle kaldıkça da seçimler, iktidar değişimleri fazla bir şey deyimlemez.
Sayfa 59
Türkiye’de yaşayan herkesin gözünü iyice açması, solculuk, bölgecilik, ilericilik, milliyetçilik, ırkçılık, dincilik vs. zannederek bir takım hazırlanmış tuzaklara enayice düşmemesi lazımdır.
Sayfa 209Kitabı okudu
Reklam
Öğrenci, işçi ve kültür topluluklarına yapılan yardımların amacı onların faaliyetlerini yönetmek değil, belirli bir tarafa doğru yöneltmek onları daha kuvvetlendirmek, daha etkili bir hale getirmektir.
Sayfa 240Kitabı okudu
Menderes iktidarı ülkeyi ‘kalkındırmak’ peşindeydi, bunu liberal bir politikayla, ticaret burjuvazisini geliştirerek yapabileceğini sanıyordu, en çok güvendiği de Amerika’ydı elbet. Ne var ki, kısmen DP iktidarının hesapsızlığından, kısmen Amerika üzerinde kurduğu hayal binasının yanlış temellere oturtulmuş olmasından, 1957 seçimlerine gelirken ülkede darlıklar,yokluklar, darboğazlar başlamış, ‘büyük müttefikimiz Amerika’ ve onun Avrupa’daki hınk deyicileri tarafından, ekonomik durumu her geçen gün biraz daha çıkmaza giren Menderes iktidarına ‘istikrar tedbirleri’ önerilmeye girişilmişti.
Sayfa 20
Kuvvetli devlete kimse dil uzatamaz. Onun için diyoruz ki milletimiz çok çalışacak çok üretecek çok mal satacak ve bu dilencilikten kurtulacağız.
Bazen diyorum ki, şu bizim politikacılarımız hiçbir tarih okumaz, yüzyılın başından beri yaşadıklarımızı hiç mi hatırlamaz? Canım, ucundan kıyısından biraz kitap karıştırsalar, biraz sağa sola soruştursalar, halkın önüne ülkenin iyiliği nedir diye getirdikleri çözümlerin ne eski püsküllü belalar olduklarını fark etmezler mi?
Sayfa 160Kitabı okudu
59 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.