Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bâyezid-i Bistâmî (kuddise sırruhû) şöyle der:
Hak Teâlâ, gönlün genişliğinden bahsetti. Şayet arş ve yüz bin âlem, ârifin gönlüne konsa haberi olmaz.
Bâyezid-i Bistâmî (kuddise sırruhû) şöyle der: Hak Teâlâ, gönlün genişliğinden bahsetti. Şayet arş ve yüz bin âlem, ârifin gönlüne konsa haberi olmaz.
Reklam
Bâyezîd-i Bistâmi -kuddise sirruh- şöyle der: "Havada bağdaş kurup oturabilen birini görürseniz, o şahsın ilâhî emir ve nehiy hudutlarını koruduğunu, Sünnet'e tâbî olduğunu ve Hakk'ın hukûkuna riâyet ettiğini görmedikçe, bunu bir kerâmet olduğuna inanmayınız."
Sayfa 116Kitabı okudu
Gönül "kabı" geniştir, Veren cömert olunca
Bâyezid-i Bistâmî (kuddise sırruhû) şöyle der: Hak Teâlâ, gönlün genişliğinden bahsetti. Şayet arş ve yüz bin âlem, ârifin gönlüne konsa haberi olmaz.
Sayfa 36
Bâyezîd-i Bistâmî -kuddise sirruh- şöyle der: "Havada bağdaş kurup oturabilen birini görürseniz, o şahsın ilâhî emir ve nehiy hudutlarını koruduğunu, Sünnet'e tâbî oldugunu ve Hakk'ın hukukûna riâyet ettiğini görmedikçe, bunun bir kerâmet olduğuna inanmayınız."
Sayfa 116
Bâyezîd-i Bistâmî “kuddise sirruh” hazretleri bir gün yolda giderken, yanından geçen bir köpeği gördü. Köpeğe değip necâset bulaşmasın diye eteklerini topladı. O anda köpek dile gelip, şöyle dedi: Benden sana bulaşacak kir, üç defa yıkamakla temiz olur. Ama senin nefsindeki kibir kiri yedi deryâda yıkansa temiz olmaz. Bunun üzerine Bâyezîd-i Bistâmî hazretleri, köpeğe; Senin dışın pis, benim ise içim. Gel berâber olalım da belki birbirimize fâidemiz olur, dedi. Köpek de; Sen benimle yoldaş ve arkadaş olamazsın. Zîrâ halk beni horlar, sana tazim eder. Beni gören taşlar, seni gören ise iltifâta başlar ve Ârifler sultânına selâm olsun! der. Benim yarına yiyecek bir kemiğim bile yok, ama senin bir ambar buğdayın var, cevabını verdi. Bâyezîd-i Bistâmî “kuddise sirruh” bu cevaptan kederlendi, bir köpeğin yol arkadaşı olmaya bile lâyık değilim, diye, üzüldü.
Reklam
Bazı şeyhlerin şöyle dediğini işittim: Arifler Sultanı Bayezid kuddise sırruhů dünyadan göç edeceği zaman dostları ona, "Faydalanmamız için bir öğüt ver" dediler. "Ömrüm seksen yıla ulaştı. Bu sürede arzum, bir kere, سبي الله حَسْبِيَ 'Allah bana yeter' (Tevbe 9/129) demekti, diyemedim" dedi. "Zannımızca sen bir an olsun Allah'ı zikretmekten geri durmadın" dediler. Dedi ki: "Ben bu seksen yıl boyunca asla Allah'ı unutmadım. Lâkin, حَسْبِيَ الله 'Allah bana yeter' diyemedim. Zira eğer, Allah bana yeter' desem, sonra dünya ve ahirette başka bir şeye yönelsem yüce Allah bana, 'Ey Bayezid! Allah bana yeter, diyerek yalan söyledin. Benimle yetinmedin' der.
Sayfa 34