Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bayram Ayhan

Bayram Ayhan
@bayram_Ayhan
İnsan dünyaya sadece yemek, içmek ve koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. Daha büyük ve insanca bir sebeb lazımdı.
Bayram Ayhan
@bayram_Ayhan·Bir kitabı okumaya başladı
Ekmeğimi Kazanırken
Ekmeğimi KazanırkenMaksim Gorki
8.4/10 · 6,7bin okunma
Reklam
197 syf.
8/10 puan verdi
Halime Kaptan
Halime KaptanRıfat Ilgaz
7.8/10 · 3.790 okunma
Final
Cephedekiler silahla cephane bekliyor.
Sayfa 197 - iş-kültürKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İngiliz gemileri, Yunan gemileri karşılaşınca topa tutuyor bizleri. Bir de çeteler... kimin nesi olduğu belli olmayan çeteler aldı yürüdü. Zoru görünce hepsi de Kuvayı Milliyeci.
Sayfa 187 - iş-kültürKitabı okudu
En gerilerden de umutla umutsuzluk arası bir türkü, her iki çalgının da ezgisini bastırmaya çalışıyordu.
Sayfa 165 - iş-kültürKitabı okudu
Reklam
Halime Kaptan'ı ayakta karşılayan binbaşı şaşırmışa benziyordu. Karadeniz'i yılın hemen dört mevsiminde bir uçtan bir uca korkusuzca dolaşan, sandık sandık cephane, yüzlerce mavzer, mitralyöz taşıyan yılmaz, yorulmaz kaptan bu sarı yazmalı, yanık yüzlü kadın mıydı?
Sayfa 161 - iş-kültürKitabı okudu
Kurtuluş savaşı yapıyoruz, gencimizle, yaşlımızla, kadınımızla birlik olup...
Sayfa 159 - iş-kültürKitabı okudu
Eğer bu savaş kazanılacaksa böyle kazanılacaktı. Erkeklerine cephelerde, tutkulu siyaset adamları tarafından yüzyıllardır kıyılan bir memleketin kurtuluş savaşına kadınlar da karışmalıydı.
Sayfa 152 - iş-kültürKitabı okudu
Mustafa Kemal'i görmemişti, ama onun birçok iyi şeyler yapacağına inancı vardı.
Sayfa 148 - iş-kültürKitabı okudu
Padişahçı mısın, Mustafa Kemalci mi?
Sayfa 142 - iş-kültürKitabı okudu
Reklam
Zorbadan susup korkan bir kolcunun yoksul halkın karşısında aslan kesilmesi kadar gülünç ne olabilirdi?
Sayfa 137 - iş-kültürKitabı okudu
"Alıp götürüyorlar bilmediği kıyılara," diye düşündü. "Hem de zorla götürüyorlar, haydutça!"
Sayfa 136 - iş-kültürKitabı okudu
Bu laz başlığını herkes böyle biçimli bağlayamazdı. Delikanlının, erkeğin başı başlığından belli olurdu bu kıyılarda. Bu başlıkta biraz başkaldırış, biraz özgürlük sevgisi, biraz da Karadeniz coşkusu vardı. Halime gelin'e bile kadın-erkek eşitliğini getirmişti bu laz başlığı.
Sayfa 131 - iş-kültürKitabı okudu
Gemici, ekmeğini yerken ne denizi düşünür ne rüzgarı... Sanki sefere çıkacak kendisi değilmiş gibi yemek süresince bağdaş kurup yanlamasına oturduğu yerde ağır çiğneyişlerle yiyeceğini yer bitirir. Ne arkadaşının hakkını alacak kadar acele eder ne de işini geriye atmak için yavaştan alır... kaptanın önünde yenilen ekmeğin fırtınalı bir havada yapılan bir görev kadar ciddiliği, itaate, saygıya dayanan bir yanı vardır.
Sayfa 106 - iş-kültürKitabı okudu
Mavili lacivertli atlas bir bohça gibi harelenen deniz parlaklığını yitirmiş, kirli bir çarşafa dönmüştü. Bir gemicinin sevinci, neşesi, denizin yüzüne bağlıydı. Denizle birlikte keyifleri kaçan çocuklar, vakit kaybetmenin tehlikesini anlayıverdiler.
Sayfa 105 - iş-kültürKitabı okudu
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.