Ebû Derda (r.a.) anlatıyor: Çok sıcak bir günde Rasûlüllah (s.a.v.) ile birlikte bir sefere katılmıştım. Öyle ki bazı kimseler sıcağın şiddetinden dolayı elini başının üstüne koya- rak sıcaktan korunuyordu. İçimizde Rasûlüllah (s.a.v.) ile Abdullah b. Revâha (r.a.)'dan başka kimse oruç tutmuyordu. Kenzu’l Ummal: 2/288
İyiyle iyi olmakta bir marifet yok, bu zaten normal ve asgari olan. Bunun aksi bir problem. Oysa erdem; iyiyle iyi olabilmek değil kötüye karşı iyi olabilmek. Etrafımızda iyilerle karşılaşınca melek kesilen kimseler var, oysa kendi aleyhlerinde olana yahut iyi bulmadıklarına karşı bu insanların bütün iyi ahlaklarının ve erdemlerinin sönüp gittiğini ve bambaşka bir insan olageldiklerini fark edersiniz. Demek ki güzel ahlak ve erdemler çoğu zaman aleyhimize olan durumlarda kendisini belli ediyor. İşte ben de bazı kötüler yahut sahte iyiler karşında ne yaparsam yapayım iyi olamıyorum. Bu bağlamda onda eleştirdiğimi kendimde görüyorum ve kendi ahlak ve erdemlerimi sorgulamak zorunda kalıyorum, biraz da üzülüyorum; bu şartlar altında iyi ve erdemli olmadığım için.
Reklam
demli çaylar servis etsek peygambere
seni yâr bildim ve bu bir acze sebeptir dişlerimin kıyısını zangırdatarak vuran her ah bir bir çekilecektir elele biz seninle yek başına ne bir tamlama ne de bir anımsamayız tam manasıyla iç içe geçmiş bir lisanız birazdan gece olur altında uzayan yıldızlar ardından yakılan bir sigara her şeyi geride bırakıyormuşuz gibi derin bir içle çeksek ya biz de bazı kimseler gibi karakola kaydı düşmemiş bir suç gibiysek? altına ateşi koysak günahı torbaya geride bıraksak her şeyi beraber peygambere çay demlesek sayha develi
Bazı kimseler yaşamının altın oranını aramak pahasına yaşamından vazgeçiyor. Belki de bu bir vazgeçiş değildir? Aksine bu arayış dahi geri kalan tüm tercihlerden daha yaşanabilir kılıyordur hayatı... Kim bilir.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.