şimdi toprak bende seyir
eder huzura meyil
kaknus, bucaksız salıncaklarda
sallansa karşısında bedir
bir yel ki dağda
çalmış kırık havadan
kavuşur yer göğe
çıkarak koyu zindanından
"Hayat kütüphanesinden ona ayırdığın boş sayfaları, eksik cümleleri bir bir doldurduğun zamanlardır biriyle tanışmak. Biriyle tanışmak, tanımaya yetmez elbette. Aynı kitabı döner döner geri okur gibi tanırsın gözlerine bakıp, sözlerinde yattığını. Eğer içini en derininden satırlarla sararsan, her okuduğunda farklı bağlanırsın ona ve kendine. Sıkılmak kelam bile değildir, defalarca okusan da dilinde bir şaheserdir kitabın. Zamanla onun hayatını kattığında kendi hayatına sadece ona değil onun bütün kitaplarına hakimiyetinle yaşarsın. Lakin kitaplarını iyi yazmamış, seçmemiş biriyle birleştirirsen hayatını, senin kütüphanen bitap düşer. İşte kararların kadere, acıların hak edişlere dokunduğu nokta tam da burasıdır. Ama yine biliriz ki sonlar kaderin damgasıdır. Mutlu son olmasa da güzel hikayeleriniz olsun dostlarım. Nihayetinde nice eserlerle aynı rafı paylaşacak kütüphanenizde.."
Gerçi eskiden de her şey çok güzel değildi. Sokakta iki top teptik sobada kestane pişirdik diye nostalji romantikliğiyle her şey toz pembe geliyor. Çocukken gördüğüm rezillikler tonla..