Develi soruyor, İnanç cevap veriyor.. Karşılıklı güzel bir sohbet içerisinde kayboluyor insan..
Uzun zamandır okuma listemde yer alan bu güzel kitabı doğum günümde çok değerli bir dostum hediye edince okumak bugüne kısmet oldu.. İyi ki de oldu.. Kısacık kitap, uzun düşünmelerle, lezzetli okumalarla biraz uzadı gibi ama olması gereken de buydu sanki.. Yitirdiğim ya da unuttuğum değerleri hatırladım.. Dünyaya gelme amacımı pekiştirmek nasip oldu.. Amaç da bu değil miydi zaten?.. Ben beni Yaradana, en yakınıma daha çok yaklaştım...
Cemil Meriçʼin bir sözüne yer verilmiş kitapta:
“Her kitapta kendimizi okuruz.” Ben de kendimden çok şey buldum kitabımızda.. İçinde bulunduğumuz ailenin aslında ne kadar önemli olduğunu, şekillenmemizde, bizim ahlakımızda ne denli etki yarattıklarını kitabı okurken yazarlarımızın aile ortamlarını anlattıkları yerde gördüm. 15 yaşında ellerine geçen kitapların ne kadar değerli olduklarını görmek, beni çok etkiledi. Keşke dedim, keşke daha erken geçseydi bazı kitaplar elime.. Bir tatlı yel esti kitapla bana. Yazarlarımızın dualarında bahsettikleri gibi dokunduklarını hissettim omzuma. Kitabın samimiyeti kitabın lila renkli sayfasından bile geçmişti zaten bana. Bu ne tatlılıktı böyle. [Bazen küçücük detaylar etkiler ya insanı... :)]
Kitabın en sevdiğim cümlelerini bırakıyorum buraya.. ;)
“Alışkanlık haline getirmeli, bir şey vermeli; selam vermeli, yol vermeli, sadaka vermeli, güler yüz vermeli... Birinin gönlüne bir sürur, bir neşe kondurduğun zaman ondan fazla sen mutlu olacaksın, emin ol.” (s. 45)
Fabrika ayarlarımıza döndük mü bilinmez ama feyz aldık, vesselam...
Selamünaleyküm... :)