1k’ya üye olduğumda buraya not defterim dedim. Şimdi not defterime içimden geçen bir şeyler karalamak istiyorum.
Gecenin bu vaktinde bu satırları yazarken ısınamadığımı görüyorum. Battaniyenin altına giriyorum olmuyor. Ev mi soğuk, duvarlar mı soğuğu geçiriyor yoksa benim içim mi titriyor bilmiyorum. Ama ısınamadığım aşikar. Ve uzun süre belki
Ben aslında baya neşeli bur insandım
Sonra bir bir söndürüldü yüzümde ki gülüşleri
Bir ağac yapraklarının sert rüzgara karşı çaresizliği gibi
Yapabildiğim tek şey izlemek oldu
Hayatımdan çekip giden o rüzgarda düşen yaprakları
Sonra yeniden yeşermeye başladı
Yeniden yeniden yeniden yeniden
Belli bir süre sonra artık yesermemeye başladı
Yazdıklarını kaç kez okuduğumu bilmiyorum. Sürekli buraya mı deftere mı yazsam arasında gidip geliyorum. Ama en sonunda belki görürsün diye gelip buraya yazıyorum. İçim daralıyor. Göğsüm daralıyor. Hâlâ kalbim sanki evinin yokuşunu çıkıyormuşum gibi çarpıyor. Aldığım her nefesini bıkkın bir oflamayla geri veriyorum. Şikayetçi değilim bu durumdan.
100
Nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Bugünün ayrılığın değil de birlikteliğin sayılı günü olmasını isterdim. Sensiz geçirdiğim gün sayısı... Birbirinden kötü 100 gün. Sana en çok ihtiyaç duyduğum dönemde gitmiştin. Gitme demiştim sana, sonraları yine tekrarladım bunu defalarca hem içimden hem de sana karşı. Daha da devam ettireceğimi biliyorum bu
Engel nedir?
Böyle bir soru sorulursa belki de herkesin vereceği cevap farklı olur. Kimine göre gözün görmemesi, kimine göre kolunun bacağının tutmaması, kimine göre herhangi bir uzvun eksik olması.
Ama aslına bakılacak olursa bunların hiç biri engel değil, sevmeye sevilmeye. Üzülerek söylüyorum ama bunları büyük bir eksiklik olarak görüp karşısındakine bu şekilde muamele eden insanlar var, insan demek ne kadar doğruysa, bu tür kişilere karşı içimden geçen tek şey "yazık" kelimesinden başka bir şey değil. Kendimce engeli; kalplerin kör olması, beyinlerin hareket edememesi ve düşüncenin ağır aksak yürümesi olarak tanımlarım. Karakteri, kişinin içindeki merhameti, insanlara, hayvanlara, çevreye nasıl davrandığı, fiziğinin düzgün olmasından daha önemli değil midir?..