Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İlk zamanlar (kovulmadan, hor gorulmeden, hakarete ve ihanete uğramadan önce) ben de her insan gibi duygularını belli ederek yaşıyordum. Ta ki acımı kabul edene kadar. Ben kendi içimde yaşadıklarımı biliyorum. Bir insan yok benim hayatımda ki istemiyorum da zaten. Böyle oldu çünkü bu hale gelmeme sebepsiniz. Böyle mutluyum ben. Siz bahçe mi ekersiniz bağ mı dizersiniz bilmem. İlgilenmiyorum artık.
Ben ona nasıl güveneceğim diye sorarsan kendine, geçmişte yara almış kadın yeniden çok seviyorsa sana zarar vermez. Belli ki senin sarmanı istiyor yaralarını. Daha fazla acıtma.....
Reklam
Yaraladı ufku ay, kan değdi bulutlara.. Davettir maveradan, mehtap düştü yollara, Son yolcu uzaklara sessizliği sürükler, Belli ki mecburdur, onu gölgesi itekler.. Çırpınır gibi yıldızlar, korkar bulutlardan, Örtülür de yeryüzü çekilmezlerse diye, Rüzgar üfledi dağlar yükselmiş başlarından, İşareti yolcunun göklerdeki bilmece.. Süslenmiş harabeler münzevisini bekler, İnzivası sonsuzdur tuzak kurmuş gölgeler, Sahibi görünmeyen bir el sana gel eder, İstikamet karanlık, öldü günler bu gece.. Yolcuda bir tereddüt, adımları yavaşlar.. Yollarda hep parıltı arzı bir telaş kaplar, Yayılır sinesine, ayaklanır da dağlar, Çözülür yıldızların bilmecesi bu gece.. Güneşler indi yere tutuştu sema nurdan, Teslim oldu gölgeler sarılınca dört yandan, Görebilmek mümkünmü iki gözün ardından, Kapandı gözler artık gönül gördü bu gece..
Beklerim gölgeler arasında Parka yansıyan camın arkasında Karanlık perdelerimle Görmez kimse beni Bakarım parktakilere -Rapunzeli kim kurtaracak Sarkıtsam saçlarımı?- Öyle gözler beklememe rağmen Denk gele gele Bir hırsızın(sanırım) gözlerine denk geldim Kim bilir şimdi parktakiler Kimi konuşuyor Belli ki küçükler Daha başındalar Gülüşleri canlı Kime aşıklar Üç kişiler Biri daha heyecanlı, canlı Ayakta Yaz yağarken üzerilerine Gökyüzünü farkedemiyorlar
Rüzgâra karşı yürüyen adam
Rüzgara karşı yürüyorum Yamalı caddelerinde bu şehrin. Düşümde Gülüşü deniz mavisi çocuklar Bir memleket var düşümde dostlar Sahibi çocuk suratlı adamlar Bir memleket var düşümde bu akşam Şahiden özlenebilen bir diyar Ben bir şarküteri
Vay, vay ki ne vay haline
Top sende ne istersen o, istiyorsan git Benim kadar seni çeken olursa baş tacı et Çaldığın yılları hibe ettim bende net Hayat bu belli olur mu pişman olur da dönersen
Reklam
"Tükendim dön gel Ezo" diyordu Nurettin Rençber; Ezo belli ki tek gerçeği. Herkesin bir tek gerçeği olmalı. Gerisi boş.
“Canım efendim, alev alev bir sesti bu. Vecdin, sevginin, gönlün sesi. Tutuşturmuyor, aydınlatıyordu. Fecir pırıltısı gibi. Tanımıyordum sizi. Bir akşam zindanımı nura boğdunuz. Sonra da her güzel şey gibi hâtıra oldunuz. Serap mıydınız, gerçek miydiniz? Nerden geliyordunuz? Kadim ve muhteşem bir medeniyetin enkaz-ı tarumarı altında gülümseyen bir kor muydunuz? Zarafetinizle Lale Devri’nin musahiplerini hatırlatıyordunuz. Belli ki elest bezminde tanışmıştık” (Cemil Meriç'in Cinuçen Tanrıkorur'a gönderdiği karttan 🫠)
Bu uygulamada öyle kuş beyinli robotik entellektüel tipler var ki, gerçeği kavramaktan aciz, her şeyi ana akım popüler kültür ideolojiyle ele alıp kavrayan, kendi sığ sefil beyinleriyle aptalca görüşler ifade edip aynı minvalde aptalca yorumlar yazarak tipolojik bir okur kategorisini oluşturuyorlar burada. Bilmedikleri, kavrayamadıkları, özüne inip irdeleyemedikleri şeyler hakkında ağızlarınızı açıp aval aval etrafa bakınarak konuşmak için konuşmaları dışında hiçbir şeye yaramadıklarını çok belli etmeleri dışında, hiçbir meziyeti olmayan modern görünümlü, entelektüel- lümpen rolünü çok iyi oynuyorlar.
Vazife
"Vazife el olmuş, öz yurdunda gariban. Kuzuyu kurda yem eden pek vicdanlı(!) bir çoban. Belli ki unutulmuş çetin, zifiri çok zaman. İdrak mı size ömür, rehavet aldı kurban." (F.A.)
Reklam
İdeolojiler, Irklar
"Antik Yunanistan'da insanlar çok okumuyor çok düşünüyordu; bu yüzden bilim ve sanatın temelini atmışlar ve dünya hâlâ oradan besleniyor. Çünkü kitaplar belli bir noktadan sonra uyandırmaz uyuşturur. Günümüzde herkes kendi safını ve ezberini güçlendirmek adına okuyor; sorgulamıyor dolayısıyla eylemsellikten çok söz düellolarından öteye
Rose Yazıları
- Rose? --Efendiim. - ...(Uzun uzun bakmalar) --Söylesene ne oldu?
Biliyorum Sana Giden Yollar Kapalı
Billyorum sana giden yollar kapalı sen de hiç bir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi Uyandım uyandım, hep seni düşündüm Yalnız seni, yalnız senin gözlerini Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım Ben artık adam olmam bu derde düşeli Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
Ebrar 2150
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.