ÖNCE BİR MÜBAREK EL ÜZERİMİZDE, UĞUR DİLEYEREK GEZİNDİ DURDU, ARDINDAN BİR GİZLİ ÇAĞRI DUYULDU. ÜSTÜMÜZE DÖNDÜ BÜTÜN AYNALAR.. AÇILDI GÖKYÜZÜ ARDINA KADAR... BAŞLADI CÜNBÜŞÜ RENGİN IŞIĞIN PERİ MASALINDA İKİ AŞIĞIN!...
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.
"..Kütlesi çok büyük bir yıldız, yakıtı bittiğinde ya da evrimini tamamladığında kendi çekim kuvvetine karşı koyamaz ve çevresindeki her şeyle beraber içine, kendi kalbine doğru çökmeye başlar. Yani, öyle ki; tonlarca, milyonlarca ton madde küçücük minnacık bir toplu iğne başından küçük bir alana, bir hacme hapsolur. Adeta yok olur. O karanlıkta zaman akmaz, durur. Zamanın akmadığı o gizemli karanlığa karadelik denir.
Gözlerin gibi.."