Artık hasat zamanıdır sensiz günlerin
Yokluğunun olduğu yerde yaşarım
Savruldu dallarım hazan yelinde
Sensizliği yaprak yaprak toplarım
Gidişin şan olsun; boynunu bükme
Günün şenlik olsun, dert elem çekme
Ben bana yeterim sen merak etme
Anlılardan yokluğunu bir bir toplarım
Açılır her kapı kör karanlıklara
Yokluğun ezelden içimde yara
400.gün... Evet sevgili tam 400 gündür hasretini çekiyorum. Bir gün bile senden vazgeçmedim. Bir günüm yok ki sana ihtiyaç duymadığım. Bir günüm yok ki seni aramadığım. Sakın işleri kendin için zorlaştırıyorsun deme sevgili, senden de bunlar duymayayım. Ne hissettiğimi ne sen ne de başkaları biliyor. Neler yaşadığım bir tek ben biliyorum. Artık
○Bu serüvenin adı: Rönesans aydınlanma felsefesi ,birinci endüstri devrimi.
15.y.y başlayan, 16.yüzyıla uzanan Tanrı ve kitap merkezli sosyal/ siyasal bir yaşamdan , kendini "müstağni"ben insan olarak ben bana yeterim diyerek kendini yeterli gören bir seküler akıl ile sekülerleşmiş bir sosyal/ siyasal bir yaşamı tercih etmiştir. 18.y.y 'da A.B.D' nin sürece dahil olmasıyla, toplum mühendisliğine " projeye " dönüştürülen
bu Rönesans ve aydınlanma denilen bu karanlık seküler zihin yapısı, ateist,deis't
Zihinler ortaya çıkarmıştir ve aynı zaman da,
"Kolonyalizm" ülkeleri ve insanları sömüren, çok uluslu şirketlerin oluşmasıyla "kapitalizm" kapitalist zihinlerin, tüketim çılgınlığı haline dönüşen devamlı tüketen bir insan guruğu toplulukları oluşmasına sebeb olmuştur.
Nasıl bir aydınlanma ise! insanı aydınlatan değil, daha da karanlık bir çağa gòtüren bir seküler akıl ve zihindir.
Ama her karanlığın arkasında bir aydınlık
Her gecenin bir sabahı, seheri olduğu gibi gelecektir.
Eğer biz İslâm'ı tüm dünyevileşmiş, seküler bir zihinden arınmış olarak ve bize ulaştırılan doğru, sağlıklı bir bilgi ve algı ile , kur'an'ı yaşadiğimiz çağda bizi aydınlatacak hak ettiği sosyal/ siyasal hayata dahil edebiliriz isek,aksi takdirde bunu Allah bize bu imkanı vermeyecektir.
Fahri Cktr
@Uykusuzveli35
·
08 Ekim 2023 12:04
○Tarih boyunca her Aydınlanma Çağı'nı, ters yöne iten bir karanlık çağ izlemiştir. Doğa ve denge yasaları da böyledir. Ve bugün dünyamızda büyüyen karanlığa bakacak olursak, bunun, eşit oranda bir ışığın da büyüdüğü anlamına geldiğini fark ederiz.
Sen sende böyle parlak
Ben bana ne yeterim?
Sende aşk böyle berrak
Puslu suyumu neylerim?
Sen bur'da böyle duru
Benim ahım sorgulu
Kendimle kaldığımda
Taşlı kuyumu neylerim?
El gökte, tarifi zor
Hayrı sen evrene sor
Senin ateşin bur'da kor
Ben bunu seyreylerim..
Bazı şeyler için çok dua ettim ben. Çok savaşlar verdim kendimle, çok acılar çektim, çok geceler ağladım. Kimseye bahsedemediğim kırgınlıklarım oldu ve bazı yaraları kendim sarmam gerektiğini zamanla anladım. Meğer ben bana çok güzel yetiyormuşum onu anladım.