“İnsan insan derler idi; insan nedir, şimdi bildim. Can can deyu söylelerdi ben can nedir, şimdi bildim. Muhyiddin der, Hak kadir; görünür her şey de hazır; ayan nedir; pinhan nedir; nişan nedir; şimdi bildim.
O'nunla pakladım, kalbimi kirden,
O'nunla arındım, gizli kibirden,
O'nunla açıldı, ufuklar birden,
Cehâlet yaramı, O'nunla sardım;
Kur'ân olmasaydı, ben ne yapardım?
Şu nankör nefsimden, neler çekti can,
Her türlü şehveti, süsledi şeytan.
Kör karanlıklarda, kaybolduğum an,
Sesime ses verdi, tuttu elimden;
ÇİLE
Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde...
Pencereye koştum: Kızıl kıyâmet!