İnsan unutandır ve unutulmaya mecbur olandır…
Çocukken şöyle dua ederdim Tanrı’ya: Tanrım bana hiç erimeyen, Kırmızı bir bonbon şekeri yolla. Eski tül perdelerden gelinlik biçerdik Kardeşimle kendimize durmadan, Olmayan çayları, Olmayan fincanlardan içerdik. Olmayan kapıları açardık, Olmayan ziller çaldığında. Siyah papyonlu olurdu mutlaka Resim defterimizdeki damat. Yedi günde yarattığımız
İnsanın zaman zaman yaraları ile tuhaf bir ilişkisi oluyor: Bitsin istiyoruz, kabuk bağlıyor mesela fakat kaşımaya devam ediyoruz. Bilerek. Ne tuhaf. Afşar Timuçin, "İyileşen yaraya ikide bir dokunmanın ne anlamı var?" diye bu yüzden sitem eder. Bu eziyeti ne kendimize ne bir başkasına yapmalı sevgili okur. Yaralar yaşandığıyla kalmalı.
Reklam
Güve-n (Yuva)
Anneme göre güvenilmeyecek biriydim ve güvenilmez bi insan olduğum için hayatımda var olan kişilere de güvenemeyeceğime inanmak istemiştim. Yalnız kalamazdım. Tek güvenilmez kişi ben olamazdım… Ve herkes bir gün o güvenimi zedeleyecek şeyler yapacaktı.
D. icin
Sen o gün o süt bidonlarıni devirip herife (üstelik vasıfsız)kaçtın ya işte ben tam da o gün yine küçük çocuk kalbimle evimize gelmeni bekliyordum .Sana o gün yeni okudugum "Sütçü Kız"masalını okuyacaktim,belki yine bana gulumseyecektin hem de gözlerinin içiyle, bekledim bekledim gelmedin kitabı attım bir kenara sana o masalı okumayi o kadar çok istemiştim ki gönlümdeki sana dair ilk yarayı işte o zaman açtın.Sen anlamazsın sen kendinden başka hiç kimseyi anlamazsın.
Ben sadece harika ressamların harika tablolarını paylaşabileyim istemiştim, dünyânın en kötü görsellerini bulup buraya getireceklerini nereden bilebilirdim ki… Belki de bu görsel özelliği kaldırılmalı.
Bülbül küstü güle.
"Saatlerce ötüyorum başucunda,senden hiçbir ses gelmiyor, ben yapacağımı bilirim!" dedi. İntikam alırcasına lalenin başında ötmeye başladı. Gül duysun ve kıskansın diye sesini iyice yükseltti bülbül. Karanfil, papatya, menekşe, kardelen... Çiçek adına ne varsa hepsi lalenin başına toplandı. Kıskandılar laleyi, kimse anlamadı, neden, birden kıpkırmızı oldu lale. Bülbül iyice coştu. Saatlerce öttü. Sesi kesildi. Artık ötecek hali kalmamıştı.. Döndü.. Lakin gül ortalarda yoktu... Telaşlandı... Gözyaşları içinde orkideye sordu: "Gülüm nereye gitti?" "Az önce öldü." dedi orkide. Bin pişman bülbül. "Ama ben kıskandırmak istemiştim sadece.." dedi. Gözyaşlarını usulca sildi orkide ve belki de en bilge duruşuyla dedi ki: "Hata yaptın bülbül kardeş! Gül kırmızısını senin ötüşünden alıyordu. Sen gidince ne kırmızı gül kaldı,ne de gül. Şimdi nerede kırmızı bir lale görürsen bil ki bir gül daha ölmüştür!..."
Reklam
Hiç de estetik olmayan görsellerle karşınızdayım. Taşınıyoruz. İlk kitaplardan başladım. Zaman içinde bir hayli kitap toplamışız evimize. Elime aldığım her kitap bir milisaniyeliğine de olsa beni başka bir ana götürüyor. Annemin genç kızlığında İsmet Özel’e, Rasim Özdenören’e imzalattığı neredeyse o her yeri çizili kitaplar. Annemin ben 10
şu iletinin ( #238462897 ) bu uygulama kullanıcıları tarafından daha fazla görülmesini, iletinin amacına ulaşmasını istediğim için bu iletiyi daha fazla kişinin paylaşmasını istemiştim.. sonra
Varsayalımismail
Varsayalımismail
ın konu ile ilgili bir gönderiye yazdığı yorum ile ( i.hizliresim.com/pggl5fb.png ) bu gönderiyi bu uygulamada reklam ile daha fazla kişiye ulaştırabileceğim fırsatının da olduğunu hatırladım.. ve ben de uygulamanın reklam özelliğini ilk olarak bu ileti için kullandım.. ( i.hizliresim.com/mrg9uig.png , i.hizliresim.com/5j2u1gu.png ) bu arada reklamımın reklamını yaptım, evet.. neden? çünkü daha fazla kişiye ulaşmasını istediğim bu gönderi bu iletim ile de daha fazla kişiye ulaşır muhtemelen.. kazan-kazan yani..
891 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.