Kuşları kafeslerine döndüren her ne ise beni de bu dünyada tutuyor.
Yaşamak diye bir ağrıdan söz ediyorum sürekli,ama sen aldırma bana nasıl olsa annemde aldırmadı zamanında.
Yere sererken seccadeyi yerden kalkan tozları düşünüyorum.
Sonra büyük bir patlama sesi geliyor düşünmenin bile çok uzak kaldığı geçmişten.
Sonra insan,sonra Adem,sonra diyorum ki senin adını ben koyabilseydim keşke, bu güzelliğin karşısında hala düşünüyor derlerdi benim için. Bakımsız bir bahçeye bakarken inatla yaşayanlar,zorla yaşayanlar, sadece yaşayanlar ve yaşayamayanları düşünüyorum.
Bahçeye giremiyorum ve bahçeden çıkamıyorum. Sadece yaşıyor olmak ne demek kafese dönen kuşlara anlatamıyorum.
Bir kuyu kazıyorum kendim için,buna en çok Yusuf sinirleniyor ben Yusuf olsaydım sinirlenmezdim. Belki de bu yüzden Yusuf değilim.
Hayatın devam ediyor olmasının manasını yitirdiği bir anı mı istersin sevgili kuş.
Ben boşalan bir evde bıraktıkları bir ayağı kırık sandalyeyim.
Artık birilerinin buraya tekrar taşınacak olmasına dahi sevinemiyorum.
Annem benden yoksulluktan aç yatırdığı günler için özür diledi.
Şimdi varsın mağlup ve mahçup desinler benim için.
Çünkü dalından koparıp masalarınızda yaşatmaya çalıştığınız çiçekler benim içim.
Çünkü size kök verebildiğim bir dünyadan bakmak isterim.