Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Carl Sagan
Evrenin sonsuzluğu karşısında dünya çok küçük bir sahne. Bütün o generaller ve imparatorlar tarafından akıtılan kan nehirlerini düşünün, kazandıkları zaferle bir toz tanesinin bir anlık efendisi oldular. O zerrenin bir köşesinde oturanların başka bir köşesinden gelen ve kendilerine benzeyen başkaları tarafından uğradığı bitmez tükenmez eziyetleri düşünün, ne çok yanılgıya düştüler, birbirlerini öldürmek için ne kadar hevesliydiler, birbirlerinden ne kadar çok nefret ediyorlardı. Böbürlenmelerimiz, kendimize atfettiğimiz önem, evrende ayrıcalıklı bir konumumuz olduğu hakkındaki hezeyanımız, hepsi bu soluk ışık noktası tarafından yıkılıyor. Gezegenimiz, onu saran uzayın karanlığı içinde yalnız bir toz zerresi. Bu muazzam boşluk içindeki kaybolmuşluğumuzda, bizi bizden kurtarmak için yardım etmeye gelecek kimse yok. Dünya, üzerinde hayat barındırdığını bildiğimiz tek gezegen. En azından yakın gelecekte, gidebileceğimiz başka yer yok. Ziyaret edebiliriz, ama henüz yerleşemeyiz. Beğenin veya beğenmeyin, şu anda Dünya sığınabileceğimiz tek yer. Gökbilimin mütevazılaştırıcı ve kişilik kazandıran bir deneyim olduğu söylenir. Belki de insanın kibrinin ne kadar aptalca olduğunu bundan daha iyi gösteren bir fotoğraf yoktur. Bence, birbirimize daha iyi davranma sorumluluğumuzu vurguluyor, ve bu mavi noktaya, biricik yuvamıza. "BU SAHİP OLDUĞUMUZ TEK ŞEY".
Hakaretler Üzerine
Hesabımı dondurduğum halde zorunlu birkaç sebepten dolayı ve bir de neden döndüğümü bilmediğim sebeplerden ötürü geçen günlerde dönüş yapmıştım. Fakat giderken neden gittiğimi çok iyi bildiğim sebeplerim vardı.Neden bu cümlelerle tekrar başladığımı sorarsanız eğer hiçbir şeyin değişmediğini görmek diyebilirim. Her gün okulda ilerlemecilik fikrini
Reklam
Cemal Süreya özelinden yapılan şöyle bir tespit var: İnsan aşkı- belki de gerçek aşkı- hayatında bir kere yaşar. Diğerleri aşk değildir olamaz. Bunlar için yazılan şiirler de olsa olsa yalandır, sahtekarlıktır. Tabi tespitler buraya kadar uzamıyor, ben abarttım. İlk önce çok özür dileyerek, eskiden yazdığım bir yazıyı eklemek istiyorum bu metne-
Sean Penn’in Charles Bukowski ile yaptığı söyleşi Time dergisi Charles Bukowski’yi “Amerikan tarzı ayak takımının bir numarası” ilan etti. Oysa yazar, Avrupa’da kitlelerin hayranlıklarını kazandı. Bugün dünyada çeviri edebiyatta en çok okunan yaşayan Amerikan yazarı Bukowski. Sadece Almanya’da kitapları 2.2 milyondan fazla sattı. Not:
- Herkes bir mevki için savaşır. Herkes görülmek ve duyulmak ister. Onlardan kaçtım. İnsanlara güvenmem. Alınma ama bu aptalca bir hareket dostum. - Bazen bir insana güvenirsin ve işler yolunda gitmediğinde seni unutuverirler. Belki de meşguldürler. Belki seni unutmadılar. Belki de hatırlamayı unuttular. İnsanlar bazen unutabiliyor. Bence bu çok normal. - Sadece güvenirsem kalbimin yeniden kırılmasından korkuyorum. Bunu anlıyorum. Eskiden çok güzel bir çift patenim vardı. Giyersem onları bozacağımı düşünüyordum. Bu yüzden kutudan çıkarmadım. Ama ne oldu biliyor musun? Sonunda küçük kaldılar. Onları dışarıda hiç giyemedim. Sadece odamda birkaç kez giydim. - Bir insanın kalbi, bir insanın duyguları patenlerden çok farklıdır. Bence ikisi de aynı şey. Eğer kalbini kullanmazsan kırılmış olmasının anlamı ne? Sadece kendine saklarsan sonunda patenlerim gibi olur. Ve ihtiyacın olduğunda hiçbir işe yaramaz. Bence denemen gerek. Kaybedecek bir şey yok. - Eğer hala yerindeyse.. Bence yerinde. Kalbin hala kırık olabilir ama seni terk etmemiş. Çünkü gitmiş olsa böyle iyi olmazdın.
Arthur Schopenhauer
 - İsteme ve Tasarım Olarak Dünya
İnsan eylemleriyle ilgilidir. Bu konu herkesi doğaldan etkiler, kimse de ona yabancı, ilgisiz kalamaz. Başka her şeyi eyleme bağlamak insan doğasının ayırıcı niteliğidir. Öyle ki, her dizgeli araştırmada, insan, eylemle ilgili bu bölüme (en azından içeriği onu ilgilendirdiği ölçüde) bütünün özü diye bakar. Böylece başka bir bölüme dikkat etmese
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.