Mutlu olmak zor değildir bence mutluluğu zorlaştıran insanlar vardır...
8015. gün gereksiz uzun bir süre 5000 falan yeterliydi bence. Soğuk bir haziran ayının sonlarına doğru ağlayarak başladığım akıntıda artık ne gülüyor ne de ağlayabiliyorum. Yirmi ikiyi doldururken dönüp arkama baktığımda ölü bir çocuk ve bir sürü yabancı görüyorum. Belki de yabancılardan biri de benimdir belki de daha fazlası. Ölü çocuğun anıları geliyor zaman zaman aklıma, havalar hep koşturup oyun oynamalık. O çocuğu çok seviyorum hep de çok sevicem. Hep hayran olucam cesaretine, gücüne, hayallerine... Ve hep içimde kalacak, keşke bir kere gidip başını okşasam, sırtını sıvazlasam, özür dilesem defalarca özür dilesem. Beni affedeceğine eminim çünkü her zaman çok temiz kalpliydi. Arkaya bakarak yaşayamayız. Bu sebeple o çocuğu koruyamamın nefretiyle önümdeki karanlığa bakacağım. Bir ışık arayışında da olmayacağım. Dünya'da sonsuz diye bir şey yok. Karanlığında sonu gelecek. Zaten mutlu son diye bir şeyin olduğuna da inanmıyorum. Mutlu bir insan, sonun gelmesini istemez. Sonun gelmesini bekleyen insan ise zaten hiç mutlu olmamıştır. Ölümün bir başka yaşama açıldığına inanmak hoşuma gitmiyor. Ölüm benim için kapalı bir kapı. Ölüm bana, insanın sırtından yaşamın yükünü almaya çabalıyan bir dost gibi geliyor. Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz bir çocuğun gözlerinin içine bakın; çünkü bir çocuğun bir yetişkine öğretebileceği her zaman üç şey vardır: Nedensiz yere mutlu olmak, her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak ve elde etmek istediği şey için var gücüyle savaşmak. Paulho Coelho
Reklam
Bence tüm kadınlar en güzel şiirlere layıktır...
Her Kadının bir Öyküsü vardır ama her Kadının bir Şiiri yoktur.
Günaydın. Bazen şöyle laflar işitiriz: Ne çabuk bıraktın, ne kolay vazgeçtin. Hâlbuki ne dostluklardan ne aşklardan ne zamanında bize en yüce gelen o davalardan bir anda dönülmüyor. Hiç kimse öncesini düşünmüyor; emeklerimizi, vaktimizi, yüreğimizdekileri. Konuşmak ne kolay! Aslı Akarsakarya, "Vazgeçiş bir anda olmuyor, aklın görmediği bir
Her şey zıddı ile bilinir sözüne pek katılmıyorum, biraz izahta kolaya kaçmak olarak görünüyor bana. Yani iyiyi, güzeli seçmek ve yaşamak için bunların zıtlarına ihtiyaç olduğunu söylemek bence doğru değil, iyi kötü olmadan da değer görür, kötülüğü görmeden de insan zihni iyiyi fark edebilir, mantığı mantıksızlık üzerinden üretmeyiz, akıl tam da bu işe yarar. Duygular olguları anlamlandırdığında bir şeyi zıddı ile bilmeyi öne çıkarmış olmalı, oysa akıl için böyle bir kıyasa ihtiyaç yoktur. İyi vardır ve iyinin eksik olduğu yer kötüdür. Karanlık aydınlığın tersi değil ışıkça eksik olan yerdir, bu bakış karanlığı aydınlığın zıddı yapmaz.
Briç Masasında Cinayet
Briç Masasında Cinayet
Muhteşem bir gün olsun her şey gönlünüzce olsun öncelikle herkese merhaba, Bugün sizlere Agatha Christie’nin Briç Masasında Cinayet kitabını anlatacağım. Kitabın Konusuna gelcek olursak; Evinde briç partisi vererek, birbirinden değerli konukları ağırlayan Bay Shaitana, 4 er kişilik 2 gruplu briç masası kurar. 1. masada Bayan Lorrimer, Genç Anne Meredith, Binbaşı Despard ve Dr Roberts vardır, 2.masada ise cinayet roman yazarın Bayan Oliver, Albay Race, Başmüfettiş Battle ve Dedektif Hercule Poirot vardır. Gruplar briç oynarken ev sahibi Bay Shaitana oyun dışında kalarak şöminenin başında şarabını yudumlar. Sonrasında Hercule Poirot’un masasının oyunu biter ve Bay Shaitana’nın yanına geçerler ilk başta uyuduğunu sanarlar taki hançeri görene kadar… Eğlenceli briç masası birden cinayet masasına dönüşür. Dedektif Hercule’nin masasında şüpheli kimse yoktur çünkü onlar faklı bir odadırlar ve Shaitana onların odasında değildir 1.masanın olduğu odadır. Hercule ve masasındaki diğer üç kişi cinayet perdesini aralamak için canla başla çalışırlar ve diğer masadaki 4 kişinin geçmişini araştırırlar. Ve 4 kişininde geçmişinde gizli cinayetler vardır. Fakat Bay Shaitana’yı kim öldürdü? Hercule kıvrak zekası, kendinden emin duruşu ve gri hücreleriyle Bay Shaitana’nın katilini bulur. Kitaba yorumum; Agatha Christie’na bayılıyorum romanlarına hayranım kurgu olarak diğer kitaplarından bir tık farklı çok beğendiğim söylenemez çünkü Anne Meredith Bayan Lorrimer’in evine neden gitti o havada kaldı mesela… Bide bence katilin kim olduğu anlaşılıyordu… Benim kitaba puanım: 3/5🃏
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.