Neşeli bir görünüşü olan, her zaman sıkıntılı ya da endişeli bir halde dolaşıp durmayan, dertlerini her önüne gelene açmayan insanlar vardır. Başkalarıyla birlikte bulundukları zaman neşelerini onlara da geçirebilen ve hayatı daha güzel, daha anlamlı bir hale getiren insanlardır bunlar. Yalnızca davranışlarından değil, başkalarına yaklaşma ve konuşma biçimlerinden, başkalarının menfaatini kollamaya dikkat etmelerinden aynı zamanda dış görünüşlerinden, kılık kıyafetlerinden, el kol hareketlerinden, mutlu ruh hallerinden ve gülüşlerinden bunların iyi insanlar olduklarını sezmek mümkündür.
#KİTAPYORUMUM
Hayatım boyunca bir romantik kitabı övecegim aklımın ucuna bile gelmezdi.
Amaaa, evet yerden göğe kadar bu kitabı övmeye geldim bal peteklerim.
Ben bu kitaptan razıyım be.
Kitaptan bahsederken bir çok kişi ve kitabın arka yazısında Doktor Who( ne kadar izlememiş olduğum bir seri olsa da) , Marvel , Star Wars, Harry Potter ve
Beni kıskanmasına üzülmedim asıl hiç kıskanmasaydı üzülürdüm. Ben böyleyim işte. Kıskandığı için üzülmüyorum, benim yüreğim de katıdır, ben de kıskanırım. Beni üzen tek şey, onun beni hiç sevmemesi, şimdi de mahsustan kıskanmış gibi yapması, Körmüyüm ben, ha, görmüyor muyum? Bana öbüründen, Katka'dan bahsediyor. Demin durup dururken şöyle dedi İşte Katka böyledir de, şöyledir de, benim için mahkeme ye Moskova'dan doktor getirtti de, beni kurtarmak için en birinci, aynı zamanda en bilgili avukatı çağırdı da. Gözümün içine baka baka onu övmeye basladığına göre, demek ki, onu seviyor, arsız herif! Benim karşımda kabahatli olan kendisi. Suçunu bastrıp beni suçlu göstermek için, 'Sen, benden önce Polonyalı'yla beraberdin, öyleyse ben de Katka'yla beraber olabilirim,' diyerek bütün suçu benim üzerime atmak için böyle yaptı. Hep bundan! Bütün suçu bana yıkmak istiyor. Bunu mahsus yaptı, mahsus.
❝
En büyük tutkusu da edebiyattı... Saatlerce edebiyat üzerine konuşurdu, sadece yerli yazarlar değil, yabancı yazarlar konusunda da bilgi sahibiydi.
❞
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
Bakışınız hızla akan şeylere takılıp kaldığında kendinizi endişeli, telaşlı hissediyorsunuz; hareket etmezseniz, ellerinizi sallamazsanız, bağırmazsanız sürüklenip gidecekmiş gibi. Şimdiyse çok eski ve çok kalıcı bir şeye bakar haldeydim. Bu okyanus benden çok
önceleri buradaydı, diye düşündüm, benim ufak tefek kaygılarım unutulup gittikten çok sonra da burada olacak. Twitter size, tüm dünya kafayı sizinle ve küçük egonuzla bozmuş, sizi seviyor, sizden nefret ediyor, şu an sizden bahsediyor gibi hissettiriyor. Okyanus ise dünya sizi yumuşak, ıslak ve sıcak bir kayıtsızlıkla selamlıyormuş gibi hissettiriyor. Avazınız çıktığı kadar bağırsanız da karşılık vereceği yok
“Sevgiyi değerli kılan, uğruna ölünmesi değil, uğruna emek verilmesidir.”
giriş cümlesiyle beni etkileyen bu kitap; evlilik kurumunun öneminden, eşlerin birbirini tanırken ve evlenmeye karar verirken nelere dikkat etmesi konusunda birçok bilgi ve öneriyle dolu. Değerler kültürü ve korku kültürüyle yetişmiş iki insanın hayatlarından örnekler vererek bu iki yaşam tarzının olumlu ve olumsuz sonuçlarını gözler önüne seriyor. Bu sergilemeyi okuyucularından gelen mektuplarla destekliyor. Bu yaşanmışlık ve tecrübeler akılda kalıcılığı sağlıyor. Doğan Hoca, evlilik ilişkisinde yüz ve canın devreye girmesinden bahsediyor. Yüzün baskın olduğu bir ilişkide canın yalnız kalacağından, canın baskın olduğu bir ilişkide ise evliliğin şizofrenik bir hâl alacağını ekliyor. Bunun çözümünü ise çiftlerin kendini ifade edecekleri CAN alanı yaratılarak ama aynı zamanda toplumsal kültürün de bir parçası olarak uymak zorunda oldukları YÜZ alanı gerektiğini söylüyor. Kitap yalnızca evlenmeyi düşünen değil, birey olmayı başarabilmiş herkesin okuması gereken bir kitap diye düşünüyorum. İncelememi şu üçlük ile bitirmek istiyorum:
Bu can benden geçmeden
Bu dünyadan göçmeden
Bir tek seni sevmek çok değil…
Evlenmeden ÖnceDoğan Cüceloğlu · Kronik Kitap · 20218.4k okunma
Merhabalar yazardan bayadır kitap okumuyordum bu eseri görünce hemen başlayayım dedim zaten başlamam ile bitirmem bir oldu.
Jack London’ın köpeklere ilgisinin olduğunu bilmeyen yoktur diye düşünüyorum.Okuduğum bir çok kitabında ya baş karakter köpek yada az da olsa mutlaka köpeklerden bahsediyor.
Kitabımızın içerisinde 3 öykü bulunmakta.Tabi kitabın adından da anlaşılacağı üzere bu üç öykü de köpekler ile ilgili.
İlk öykümüz olan ‘Kahverengi Kurt’ eski ve yeni sahibinin arasında seçim yapmak zorunda kalan bir köpeğin hikayesi.
İkinci öykümüz ‘Ah O Benekli’ ise baş belası bir köpeğin hikayesini anlatıyor.Sahipleri köpekten kurtulmak için dünyanın öbür ucuna gönderiyorlar ama köpek yine geri geliyor hikaye boyunca da kurtulmak için çeşitli yollar deniyorlar.
Üçüncü ve son öykümüzün adı ise ‘Batard’
konusuda sahibinin köpeğe kötü davranması hatta zulmetmesini anlatırken aynı zamanda da köpeğinde sahibine kinlenmesini anlatıyor.
Yazarın kalemini çok seviyorum,betimlemeleri beni benden alıyor.Bu eserde yine çok güzeldi hatta rs dönemimden çıkmama sebep oldu o yüzden okuma anlamında beni mutlu etti.Tavsiyemdir okuyun,okutturun
Kitabın sonunda bu şarkıdan bahsediyor, bi açıp dinleyeyim dedim ama kesinlikle kitapta en iyi söylüyor dediği kişiden değil, çünkü neden: bu görecelidir.
Kamuran Akkor söyleyince mesela, ben gülerek dinledim, neden beni bırakıp terk edip gittiğini dediği yerde korkak diye bir ses çıktı benden istemsiz.
Yazara aşırı bir hayranlığım yoktu ama bu