Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bismi Nur

Bismi Nur
@benvehayatveolum
Hangi gün gördün, akşam olmamış?
17 okur puanı
Mayıs 2023 tarihinde katıldı
·
Puan vermedi
Her kelime, her cümle, her paragraf, her kitap; muhatabın anladığı/anlamlandırabildiği nisbette yankı yapar, yankı bulur. Herkesin derdi şahsına münhasır olduğu gibi, devası da öyledir. O yüzdendir bir cümle bir gönülde çiçekler açtırır, diğer gönülde yaprak kıpırdatmaz. Bu kitap da derdi başkası değil, kendi olanın lezzet alacağı cinsten. Çareyi dışarda arayanların değil, içeride aramaya koyulanların kitabı.. Yazar der ki, herkes kendi hayat gemisinin kaptanı. Yönünü kaybettiysen, dümene geç. Kitabın ilk 40 sayfasını kalem elimden düşmeden, neredeyse tüm satırların altını çizerek okudum. Sonraki sayfalarda yollarımız ayrı düşse de ilk 40 sayfanın hatrına alınıp okunası kitap.
Geleceğine Yön Ver
Geleceğine Yön VerAhmet Çağlayan · Ensar Neşriyat · 201914 okunma
Reklam
184 syf.
·
Puan vermedi
Yazar insana, yani hayata dair birçok noktaya temas etse de, benim gözüme en çok çarpan ve üzerine tefekkür ettiğim sözcük öbeği “anlam-değer dünyası” oldu. Fertleri tek çatı altında birleştirmeye kabil olan unsur ,zannedilenin aksine, ne dil, ne tarih, ne coğrafya birliği, ne de aynı ırka mensubiyet… Toplumu bir arada tutan amalgam bunlardan ziyade paylaşılan anlam-değer dünyasının birliğidir. Ancak aynı değerler için cehd eden insanlar bir bütünün parçası olabilir. Bu yüzdendir ki, artık sömürgeci devletler hükmetmek istedikleri milletlerin bedenlerine değil, ruhlarına(manevi değerlerine) savaş açmış durumda. İçinde bulunduğumuz çağda, maddi vatanın fethi topla tüfekle değil, kalplerdeki manevi vatanın fethiyle yapılır hale geldi. Boyunduruk altına alınmak istenen milletin, onu “millet kılan” değerleri, örf-adetleri, dili, inancı, hedef alınıyor. Çünkü bu etkenler bir evin kolonları mahiyetinde, evi ayakta tutan asıl yapıyı oluşturur. Bu yüzdendir ki hedef alınan milletin ilk önce kolonlarına saldırılır, bilahare çatının çöküşü kendiliğinden gerçekleşir. Çatısı başına çöken millet, artık yekpare görünümünü kaybetmiş, kırık cam parçaları gibi tuzla buz olmuştur. Böylece yüz parçaya bölünmüş bir milletin idaresi, hiç efor sarfetmeksizin mümkün hale getirilir.
Kendini Aramak
Kendini Aramakİhsan Fazlıoğlu · Papersense Yayınları · 20141,697 okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
İran; jeopolitik açıdan stratejik, yer altı kaynakları bakımından zengin bir ülke olması sebebiyle, son yüzyılda yabancı devletlerin gözde ülkelerinden biri haline gelmiştir. Orta Doğu ülkelerinin talihsiz kaderinden fazlasıyla payını alan İran'ın, emperyalistlerin rüyalarını süsleyen zengin petrol rezervlerine sahip olması, onu yabancı devletlerin meskeni yapmıştır. Kaçar Hanedanı Nasreddin Şah'tan itibaren başlayan yarı-sömürgeleşme süreci, Muhammed Rıza Şah ile doruk noktasına ulaşmış ve ülkenin tüm yeraltı kaynakları emperyalist devletlerin kontrolüne geçmiştir. Ülkenin kaderi hep İngiltere, Rusya ve Amerika'nın çıkar ve menfaati doğrultusunda şekillenmiş, iç siyaset sürekli haricî müdahalelere maruz kalmıştır. Anti-emperyalist tutum sergileyen devlet adamları yeri geldiğinde açık açık, yeri geldiğinde esrarengiz bir şekilde ortadan kaldırılmış, tarihin tozlu sayfalarına gönderilmiştir. Atlatılan tüm badirelere rağmen, İran 20. yüzyıldan sanayileşmiş ve modernleşmiş bir devlet olarak çıkmıştır. Ervand Abrahamian, kitabında tüm bu süreçleri teferruatıyla anlatmış ve ortaya iyi bir iş çıkarmıştır. İran modern tarihi hakkında temel oluşturmak isteyenler için ideal bir kitaptır.
Modern İran Tarihi
Modern İran TarihiErvand Abrahamian · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2014115 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
216 syf.
·
Puan vermedi
Kitap birbiriyle bağlantılı hikayelerden oluşuyor. Ben okurken keyif aldım. Yazarın eğlenceli üslubunun yanında, güldürürken düşündüren bir tarafı da var. Kitapta yer alan trajikomik bir hikayeyi sizlerle de paylaşmak isterim. (Az sonra paylaşacağım bu hikayeyi, öze dönüş uğruna Türkçe'nin yabancı(!) unsurlardan arındırılma girişimiyle ilişkilendirerek okuyabiliriz.) Caponca dilinin konuşulduğu hayali bir ülke resmedilir. Bu dil çok fazla yabancı kelime ihtiva ediyordur. Günlerden bir gün ülkenin Hakan'ı, halkının hafızasından bir şiiri silmek ister (sebeplerine girmeyeceğim). "Kelimelerini unutan millet, geçmişini de unutur" fehvasınca dildeki yabancı kelimelerin tasfiyesine karar verir. Kararını tatbik etmek için zamanın şairlerini ve ediplerini huzurunda toplar. Edipler önce bu kararı münasip görmez, bu uygulamanın dile suikast nevinden olacağını söyler, ancak Hakan onları bir şekilde ikna etmeyi başarır. Bunu müteakiben aralarında geçen diyalog şöyle olur, Hakan dedi: Artık gösterdiğim yol üzre tekellüm eyleyüsüz mü? Dediler: Amenna! Dedi: Anlayamadım? Dediler: Elbette! Dedi: Affedersünüz? Dediler: Tabii ki! Dedi: İşitemedüm? Dediler: Tamam! Dedi: Nasıl yani? Dediler: Belii! Dedi:Af buyrun? Dediler: Evet! Dedi: Yahu şunun öz Caponcasını söyleyesüz!! Dediler: He!
Kitabü'l Acayip
Kitabü'l AcayipKadir Daniş · Timaş Yayınları · 201513 okunma