Sabitlenmiş gönderi
Herkes yârim oldu kendi zannı üzere/ Kimse araştırmadı esrarım nedir diye.
Hz. Mevlana
“(Ey müminler!) Sizden kim vücutça sağlıklı; kendisi, ailesi ve malı emniyet içinde olup, yanında gününün yetecek kadarcık rızkı bulunursa, bütün dünya ona verilmiş gibidir." (Tirmizî, Zühd, 21; İbn Mace, Zühd, 9)
Bu hadisin ağırlığını kaldıramıyorum.
Ne kadar istekleri sonsuz varlıklarız.
Ya Rab Ne Ola Halim Benim
youtu.be/u1RcfDVNCe0?si=...
Güne bu güzel ilahi ile başlayalım.
Gönüllerinizin kirlenmediği bir gün umuyorum.
Okur Takip Önerileri
İnsan bilmiyorken hata yapabilmeli, bildiği zaman hata değil tercih olur. Ve bile bile yanlışı tercih etmek de insanda vicdan azabı oluşturur. Vicdan azabı çeke çeke nihayetinde vicdanına kulaklarını tıkar, hayasız olur. Hayasız olanda da hayır gelmez. O yüzden hazır bir şeyleri bilmiyorken hata yapalım.
Kendini ona değil, buna değil, şuna değil. Kendini ancak kendine kanıtlamalısın. Aşkına ne kadar sadıksın? Onun için ne feda edebilirsin, sor hele bir kendine.
Gerisi boş hikaye.
“Dünyada yükselen bir şeyi alçaltmak, Allah’ın değişmez kanunudur.” (Buhârî, Cihâd 59, Rikak 38. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 8; Nesâî, Hayl 14)
Gün gelir devran döner.
Şimdi bana düşen güzelce sabretmektir. Yusuf süresi 83.Ayet
Aslında zıtlık dediğimiz şey bir şeyin azlığı ve fazlası değil midir?
Zayıflık-şişmanlık, cömertlik-cimrilik, uzunluk-kısalık vs. Kilonun fazla olmasına şişmanlık az olmasına zayıflık diyoruz. Bu duruma muhalif olacak tek örnek, varlık-yokluk meselesidir. Lakin yokluk düşünülebilen bir şey olmadığından dolayı biz sadece yokluğu varlığın azlığından yola çıkarak hayal edebiliriz. Bu da ilk söylediğim kaidenin geçerli olduğunu gösterir. Madem zıtlık, azlık veya çokluktadır o halde azlığın ve çokluğun da göreceli olduğunu bildiğimize göre zıtlıklar , göreceli şeylerdir. Şu halde insan deneyimlerinin tamamı göreceli olduğu sonucu çıkartırız çünkü insan ancak zıtlıklarla yaşayabilir ve seçim yapabilir. Mademki insanın yaşamı bütünüyle göreceli deneyimlerden meydana gelmektedir o halde hiç kimsenin birini değerlendirirken hata yapmaması mümkün değildir. Çünkü insan kendi öznel deneyimlerinden yola çıkarak değerlendirir ve bu da kaçınılmaz olarak değerlendirmesinde yanılmasını mümkün kılar. Daha az yanılmak için insanın sadece kendini değerlendirmesi gerektiği açıktır.
Kimyada bize ilk öğretilen şey, elementlerdir. İkinci olarak, bu elementlerin kendi aralarında kurdukları bağları anlatırlar. Kimi element, kendisinde eksik bulunan bir elektronu karşılamak için başkasıyla bağ yapar kimisi kendisinde fazla olanı başkasına vermek için kimisi de kendi başlarına kararlıdırlar. İnsanın bedeni de bu elementlerden
İnsan huşuyla secdeye kapandığında olmasını istediği ne kadar şey varsa birden olsa da olur olmasa da olur kafasına giriyor. Hadi dertli dostum, bir abdest al ve secdeye var. Dostların dostu, sevgililerin sevgilisi, sen konuşmadan da anlar senin halini.
Düşünsene azizim, bir uyuyorsun uyanıyorsun cennettesin. Peygamber efendimizin (s.a.s) komşusu olmuşsun.
İlk defa göz göze geliyorsun, o ilk bakış varya o ilk bakış... Yılların sana vermiş olduğ yorgunluğu, tükenmişliği, anlaşılamamazlığı, sevgisizliği, hiç bir kulağın dahi gönlün duymadığı avaz avaz bağırışların birden geçiveriyor, tek bir bakışla. Gözünden bir damla gözyaşı akıveriyor. Ama bu hüznün değil, özlemin, mutluluğun, heyecanın gözyaşı. Dünyada hissedemediğin o tek bir an için bile dünyayı ayakların altına almana değmez mi? O duygu, şimdiye kadar biriktirdiğin malını mülkünü infak etmeye yetmez mi? Rahatlık için çabaladığın onca mücadeleden vazgeçmeye değmez mi?
Değer elbet azizim, değer.
Hayatta iki şeye karşı acıma duygusunun ortaya çıkması gerektiğinden eminim: birincisi, acıyla geçmiş bir hayat ikincisi, acıyla geçmemiş bir hayat. Birincisinden emin değilim.
Herhangi bir kadının kadın türünden birini güzel bulması doğal olmayıp tamamen bilişsel eyleme işaret eder. Çünkü erkeklerin kadınlara karşı doğal bir eğilimi vardır ve bu eğilim güzele doğru olurken kadınların kadınlara karşı doğal bir eğilimi olmadığı için güzel kavramını içgüdüsel olarak bilmeleri mümkün değildir. Bu yüzden kadınların birbirlerini güzel bulması bilişsel bir deneyimdir.
O halde bir erkeğin bir kadına güzel olduğunu söylemesi doğal bir hakikati dile getirme ihtimalini ihtiva ederken bir kadının bir kadını güzel olduğunu dile getirmesi bilişsel bir amactan başka bir şey olmadığı ortadadır.
youtube.com/watch?v=jWUVOmD...
Dinle, bu ney neler hikâyet eder,
ayrılıklardan nasıl şikâyet eder.
Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan
erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir.
İştiyâk derdini şerhedebilmem için,
ayrılık acılarıyle şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim.
Aslından vatanından uzaklaşmış olan
Hayatın anlamını arıyorum dediğimde, bana genellikle "buldun mu bari?" diye sorarlar. Oysa ben: "nasıl arıyorsun" sorusunu tercih ederdim. Bir şeyin değerini sonucuyla mı belirlersiniz yoksa ne şekilde yapılmasıyla mı?
Sonuç odaklı insanlar vardır. Birde süreç odaklı insanlar. Bu bütün hayatınızda karşımıza çıkan insanlardır. Sonuç odaklı olanları, sonuçtan başka bir şeyle tatmin olmadıkları ve düşünmedikleri için dar bir perspektife sahipken, süreç odaklı olanlar daha geniş perspektif imkanı sunar size. Fakat sonuç odaklı insanlarında faydaları dokunacağı yerler olabileceği gibi süreç odaklı insanlarında zararı olabilir. Mesela süreç odaklı insanlar eğer dikkat etmezlerse fazla detaylara takılıp, kararsız olma eğilimi gösterebilirler bu da hareket etmekten aciz kalmalarına sebep olurken sonuç odaklı insan ise işler yolunda gitmediğinde her zaman ceplerinden çıkaracakları enerjiyi kendilerinde bulurlar, bu da umutsuzluk halinde insanı tekrar harekete geçirebilir.
Aslında bakıldığında ilk pagraftaki hayıflanmanın yersiz olduğunu düşünebiliriz lakin, eğer etrafinizda sonuç odaklı insanlar çoksa süreç odaklı insana ihtiyaç duyarsınız. İşte benim hayıflanmam da bu yüzdendir.
Hayatımdaki problemleri her zaman şu dört yöntemle çözeceğime inandım:
1. İyilikle
2. Kötülükle
3. Bu ikisinin ortası-uzlaştırarak-
4. Ne iyi ne de kötü olarak değerlendirebileceğim bütün her şeyi reddederek- hatta problemlerin varlığını bile-
Hepsini denedim hayatım boyunca hepside zaman zaman işe yaramıştır, reddemeyeceğim. İşe yaradı