Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
208 syf.
·
Puan vermedi
Beşir Ayvazoğlu ile yıllar önce ‘Aşk Estetiği’ kitabı ile tanışmıştım ve üslubu beni o zamanlar çok etkilemişti. Geçenlerde bir arkadaşın tavsiyesiyle başladım ve kesinlikle ilk inceleme yazım bu kitap üzerine olmalıydı. Kitabın içerisinden alıntılar ekleyeceğim fakat kitabı keşfetmek size kalmış. Kitabın başlangıcında, Bizans döneminden
Divanyolu
DivanyoluBeşir Ayvazoğlu · Kapı Yayınları · 201047 okunma
Ekrem Beyefendi "Takdir-i Elhan" adlı eserinde Muallim Naci'nin aleyhinde bulunmuştu, Naci de karşılık verdi. Ortaya bir edebi tartışma çıktı. Bu sözler arasında ilgiye değer yüzde iki söz bulunsa bile, doksan sekizi taşlamalar ve sövüşmelerden ibaret kaldığı için, sanırım okuyuculara yararlı olmadı.
Reklam
Sanıyorum ki, bir şeyi tercüme edersem onun anlamı aklımda kalıyor. Çünkü onu pek güç unutuyorum.
Medeni alemde ilim ve fen konusunda ilerleyen milletlerin yetiştirdikleri şairler ile diğer devletlerin yetiştirdikleri karşılaştırılırsa, bilime uğraşanların şair yetiştirme konusunda da ne kadar etkili olduğu ortaya çıkar.
Doğuda evvelden beri epeyce şair yetişmiştir. Nazım ve belagat konusunda hayli başarılı olanlar olmuştur. Fakat ibn Sinalar gibi, İbn Rüştler gibi bilimle ilgilenenler yetişmeyince doğu medeniyeti sönmeye başlamıştır.
Reklam
Sağlığında karşıt yazı yazmaya cesaret edemeyen Ahmet Mithat, Beşir Fuad'ın ölümünden sonra onun hakkında yazdığı bir kitapta Beşir Fuad'ı eleştirmiştir.
Fransızca, İngilizce ve Almanca'yı çok iyi bilmesi Beşir Fuad'a Batı'da gelişen fikir ve sanat akımlarını hızla ve yakından izleme olanağı tanıdı.
Bütün bunlar edebiyat tarihçiliği alanının ne kadar tehlikelerle dolu olduğunu ve Tanpınar gibi bir yazarın bile bu alanda nasıl köstekleyeceğini gösteriyor.
Reklam
Yani Beşir Fuad gibi tutarlı bir düşünürün, "şiir mi yoksa fen mi üstündür?" gibi saçma bir soruyu ciddiye alması ve elmalarla armutları karıştırıp böyle bir tartışmaya içtenlikle katılması şaşırtıcı bir olay.
Bir manevi değer olan onurun, Beşir Fuad'ın yaşamında ve kişiliğinde mi yoksa, ölümünden sonra adını ağızlarına alamayan çömezlerinde mi, ya da iki yüzlülük dolu yazılar yazan Ahmet Mithat'ta mı bulunduğunu sormamız gerekir.
Şemsettin Sami, "materialisme"in karşılığı olarak "maddiyattan başka bir şeye inanmamak meslek ve itikadı, maddiyyun, tabiiyyun ve dehriyyun mezhebi" diyor.
İntihar edenler arasında tanrıya inananlar da, bilinemezciler de, hiçbir felsefe görüşünü benimsememiş sıradan kişiler de; çocuklar, yaşılar ve ruh hastaları da bulunabilir.
Yani materyalizm, dinsizliği tanrı tanımazlığı içerir, ama intiharı içermez. Başka bir deyişe, materyalistler dinsizdir ama insanlar ille de dinsiz oldukları için intihar etmezler.
964 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.