beste

252 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Açıkçası Jane Austen'ın diğer kitaplarını okuduysanız bu kitabın onun ilk romanı olduğunu anlayabilirsiniz. Yazım dili, konunun işlenişi ve devamlılık bakımından diğer romanlarını daha çok beğendiğim söylenebilir ancak zamanın şartları ve yazarın ilk romanı olduğu düşünülence gayet yeterli denilebilir. Ancak kendimce şöyle de bir tespitim var ki Jane Austen denilince akla gelen o mükemmel erkek karakteri bu kitapta daha gerçekçi şekilde çizilmiş ve bu tutum benim hoşuma gitti diyebilirim. Sonuç olarak kesinlikle okunmalı demiyorum ancak akıcı ve yormayan bir kitap arayışındaysanız okunabilir.
Northanger Manastırı
Northanger ManastırıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,218 okunma
Reklam
376 syf.
9/10 puan verdi
Açıkçası çok büyük övgülerle bahsedilmesine rağmen bir türlü elimin okumaya gitmediği bir kitaptı bu sebeple olsa gerek beklentim de aşırı yüksek değildi. Bu durum, kitabın başlarında da aynı şekilde devam ederken tam olarak hangi noktada değişti bilmesem de bir anda kendimi kitaba bağlanıp bitirmiş olarak buldum. --Spoiler-- Patroklos'un yalnızlığını Akhilleus'un tamamıyla doldurması, birbirlerine verdikleri değer ve her şeyden önce Patroklos'un nazik kalbi beni büyüledi, gerçekten "en iyi'leri" kehaneti ondan başkasını işaret edemezdi. Kitap boyunca bende sarıp sarmalama isteği oluşturan bir karakter oldu. Akhilleus'un Patroklos öldükten sonraki halini yine Patroklos'un gözünden okumak da durumu daha da acı verici hale getirdi. Ayrıca Thetis'in Patroklos'un sevgisini (çok geç olsa da) benimsemesi ve mezar taşına Patroklos ismini kazıyarak onları bir araya getiren kişinin Thetis olması da beğendiğim bir detay oldu. Bu kadar geç okuduğum için pişman oldum diyebilirim ancak uyarayım hüzünlenmeye meyilli bir zamandaysanız kitabı bitirdikten sonra kendinizi kitap kapağını ağlayarak kapatırken bulmanız çok olası.
Akhilleus’un Şarkısı
Akhilleus’un ŞarkısıMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202013,6bin okunma
216 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Ölmek ile Ölümü Yaşayarak Beklemek Arasındaki Fark
Öncelikle okurken romanı bırakıp düşünme ihtiyacı duyabileceğiniz bir eser diyebilirim. Tahmin edilebilir bir sonu olmasına rağmen konunun işlenişi gerçekten insana kendisini sorgulatır cinstendi. Aslında herkesin düşündüğü ama dile getiremediği sorgulamalar hastalar(!) üzerinden işlenmişti. Tek sıkıntı içeriğin sonlara doğru açılması ve başlarda bana akıcı gelmemesiydi. Düşünüp intihar etmeye karar veren biri için, taksitli de olsa gelmeye karar vermiş olan ölümün insanda yaşama isteği uyandırması fikri her ne kadar garip gelse de okuyunca o psikolojiyi çok net anlayıp içeriği takdir eder hale geldim. Sonuç olarak okunması gereken bir kitap diyebilirim.
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202078,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
480 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Öncelikle Şimşek Hırsızı'ndan başlayarak bu kitapla biten tüm serinin yorumunu yapmam gerekirse sürekli keşke ortaokul-lise zamanlarımda okusaydım diye yakındığım bir seri oldu. Anlatım olarak ve gelişme çağındakilere katacaklarını düşününce benim için en iyi çocuk-genç yetişkin içeriği diyebilirim. Olimpos'un Kan'ı özelinde konuşmak gerekirse ana ekipteki her karakteri sevdiğim için onların bakış açısından ayrı ayrı görmek hoşuma gitti. Özellikle bu kitabı, Nico ve Reyna gibi zaten sevdiğim ama bakış açılarından bakmak istediğim karakterlerden okumak beni tatmin etti. Tek eleştirim yanılmıyorsam Percy ve Annabeth'in içinde olduğu son kitabı onların bakış açısından okuyamamamız ve çok da ön planda olmamaları olur. Onlarla başlanan seri, son kitabından onlara doyup veda edemeden bıraktı diyebilirim. Sonuç olarak ilk etapta yetişkinler için bunları okuyacak yaşta değilim dedirtebilir ancak ikinci sayfaya geçtiğiniz anda yanıldığınızı anlayacaksınız.
Olimpos'un Kanı
Olimpos'un KanıRick Riordan · Doğan Egmont · 20181,589 okunma
520 syf.
10/10 puan verdi
·
80 günde okudu
Gerçekten kitabı okuyup bitirdikten hemen sonrasında bu incelemeyi yazmaya çalıştım ancak o kadar etkilenmiştim ki cümlelerimi toparlayamadığım için kitabın ağırlığını biraz olsun sindirip öyle yazma kararı aldım. Öncelikle Martin Eden'ın burjuvaziye ve kendince bilge bulduğu bu yaşama ilgiyle bakıp kendini de o kitledeki insanlarla eş seviyeye getirmeye çalışma süreci ve bu süreçte kendi sınıfından uzaklaşıp onları yetersiz görmesi aslında geçmişindeki Martin'e karşı duyduğu yetersizlik hissini özetliyor. Ruth'a olan aşkı da bir noktada kendi üstinsan formuna dönüşmesi için bir aracı olacaktı ancak bu eğitim ve kendini geliştirme süreci onu dilediği gibi şekillendirirken yanılsamalarının da farkına varmasını sağladı ve bu onun için büyük bir dönüm noktası oldu. Gözünde büyüttükleri aslında kendi çevresinden daha çıkarcı ve popülist yaklaşımlar dışında kendi fikirleri olmayan bir topluluktu. Bunu fark ettikten sonra da ne onlara benzeyebildi ne de bunca gelişimin sonunda eski çevresine geri dönebildi. Martin'in ün kazandıktan sonraki savrulma ve bir yere ait olamama hissi içime o kadar işledi ki ne kadar kaotik olsa da okumaktan en zevk aldığım kısımlar onlar oldu. Ayrıca yazarın Martin üzerinden bireyselciliğin insanı getirdiği hali anlatmaya çalıştığını öğrendikten sonra her şey daha anlamlı hale geldi diyebilirim. Sonuç olarak beni etkileyen ve en beğendiğim kitaplar listesine ilk sıralardan giriş yapan bir kitaptı diyebilirim.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202392,3bin okunma
Reklam
Reklam