dostoyovski "budala" kitabında şöyle diyor:
"senden kaçtı çünkü seni ne kadar çok sevdiğinin farkına vardı, senin yanında olmaya gücü yetmedi."
yani böyledir insanoğlu, korkar..
"yanlış üslup doğru sözün katilidir." diyor şirazlı sadi.
kötü bir üslupla güzel bir şey söyleyip insanı rahatsız edebilir, güzel bir üslupla hakaret edip insanların hoşuna gidenilirsiniz. üslup kimliğidir insanın.
"bir gün" demiştin "güneşin batışını tam kırk üç kez görmüştüm."
sonra da şunu ekledin:
"biliyor musun insan üzgün olduğu zaman gün batımını çok sever."
yatağımın karşısında bir pencere var.
odamın duvarları bomboş..
nasıl yaşadım on yıl bu evde ?
bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden ?
ben ne yaptım?
kimse de uyarmadı beni.
işte sonunda anlamsız biri oldum.
işte sonum geldi.
kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım;
"kötü yaşarım korkusuyla, hiç yaşamadım.."
" yani öyle ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile mesela, zeytin dikeceksin
hemde öyle çocuklara falan kalır diye değil
ölümden korktuğun halde, ölüme inanmadığın için"