Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betüş

Betüş
@betullolmus
Kitap okumayan bir kimsenin, okuma bilmeyene karşı bir üstünlüğü yoktur.
Paramedik
Bilim üniversitesi
İstanbul
29 Kasım
23 okur puanı
Kasım 2020 tarihinde katıldı
Mona Roza’ya yazdığı veda mektubunu şöyle bitiriyor Sezai Karakoç: “beni çıkardığında anlamın bozulmuyorsa, bundan böyle ayrı yazılalım.”
Reklam
Betüş tekrar paylaştı.
Lise sondaydım.. Felsefe hocası derse girdi, "arkadaşlar bana pisliğin tarifini yapar mısınız?" dedi. Birer birer cevap verdik ama hoca hiçbirimizin cevabını doğru kabul etmedi. "O zaman siz yapın tarifini hocam." dedik.. Hoca ayağa kalktı ve; "Pislik bulunmaması gereken yerde bulunan şey veya kişidir." Diye bir tarif yaptı... "Nasıl yani?" dedik "Çok kolay arkadaşlar."dedi.. "Örneğin annenizin saçını öper ve koklarsınız. Ama o saçın bir tek telini dahi yemek tabağınızda görseniz iğrenirsiniz ve o saç pislik olur." Yine tabağınızdaki yemeğinizi yağına ekmek banarak yersiniz ama o yağın bir damlası bile elbisenizin üzerine damlarsa o yağ artık pis olur." "Ve bir kimse bulunmaması gereken bir makamda bulunuyorsa eğer, unutmayın ki o da bir pisliktir." #Alıntı
128 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Hz. Muhammed
Hz. MuhammedLev Tolstoy
8.5/10 · 4.629 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Reklam
Zaten bu hayatta, her zaman bir şeyler eksikti. Ya da bana öyle gelirdi.
Bizim de buralarda kadınlarımız, icabında, ayıp, yasak, günah üçgeninde sıkıştırılmış vaziyetteydiler ama, Müzeyyen bu üçgeni yırtmış, yırtarken kendi kendine bir şeytan üçgeni yaratmış.
"Müzeyyen," dedim, "sende hicran yarasından derin yara mı var?"
Böyle olmasını istemezdim ama hep olurdu. Dünyanın bütün Kızılderilileri yenilir, Spartacus kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, Sadri Alışık denilen hergele, her filminde ağlardı. O ağladıkça ben de ağlardım. Nedenimi bilmez ağlardım. Ağladıkça Sadri’ye kıl kapar gıcık olurdum. Üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, Sadri’nin bu mecburiyetlere, giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine...
Hikayeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, ruh eve sığmıyor...
Reklam
Bir şeyin gerçekte öyle mi olduğu yoksa bana mı öyle geldiği konusu ger zaman kafamı karıştırırdı.
Film bitmiş de, herkes salondan çıkarken, aklı son sahneye takılı kalmış, koltuğuna çakılı adam ruhuyla baktım.
Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim.
97 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.