"Beyin hakkında bilinen en genel yargılardan birisi de sadece yüzde 10'luk bir dilimini kullanıyor olmamızdır. 1940'lı yıllarda kişisel gelişimci ve yazar Carneige'e kadar uzanan bu hurafe kişisel gelişimciler tarafından oldukça sevilmiştir nitekim büyük bir kitleye teselli gibi gelen ve hiçbir şey için çabalamayan bir kesimin kendini potansiyel bir Einstein olarak nitelendirmesine neden olmuştur. Beynin belli bölgelerinde meydana gelen hasarlar günlük hayatın gerektirdiği sıradan hareketlere engel değildir ancak kişiler, belirli durumlara uygun davranış kalıplarını seçmeyi başaramayabilirler."
"Gündelik hayatın dinamiğinde birçok bilgiyi değerlendirme ve belirli bir çıkarıma ulaşmak amacıyla dünyadan edinilen saf bilginin pek çoğunu "önemsiz" olarak ortaya çıkardıktan sonra beyin, saf bilgiyi atlayarak bize yalan söylemiş olur. Beyin kestirme yollar bulmak zorundadır ve genellikle hızı ön planda tutar."
Gerçek yerinden farklı bir yerde
hissedilen ağrıya, yansıyan ağrı adı verilir.
Sayfa 91
İçinde herhangi bir etken madde bulunmayan haplar verilen ya da iğneler yapılan insanlara acılarının hafifleyeceği söylenildiğinde, beynin normal zamanlarda acıyı düzenlemekle görevli kısımlarında etkinliğin arttığı görülür.
Sayfa 91
Görünüşe göre beynimiz,
kendi hareketlerimiz nedeniyle ortaya çıkan
tepkilerin şiddetini azaltabiliyor.
Sayfa 90
Tahmin etmek zordur, özellikle de geleceği.
Sayfa 90
Biliyor muydunuz?
Kendi kendinizi neden gıdıklayamazsınız?
Bunun nedeni, siz herhangi bir harekette bulunurken, beyninizin bu hareket sonucu ortaya çıkabilecek duyusal sonuçları tahmin etmesidir.
Sayfa 89
Parmaklarınız, dirseklerinizdekinden çok daha fazla sayıda almaç bulundurur; işte bu nedenle de bir nesnenin ne olduğunu anlamaya çalışırken dirseklerinizi değil, parmaklarınızı kullanırsınız.
Sayfa 88
Dokunma almaçlarının en çok bulunduğu noktalar parmakuçlarıdır; yüz, bu konuda çok az farkla ikinci gelmektedir.
Sayfa 88
Beklentiler sadece vereceğimiz tepkileri değil, hissettiklerimizi de etkiler.
Sayfa 87