Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beyoğlu'ndan Dolmabahçe'ye Taşınan Bir Aralık Akşamı
Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul muydu yüzün, yoksa çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne Dolmabahçe'de çay tadında... Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında, tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu. Ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama yüreği takvim yokuşlarında... Sinemada elinin elimde
Beyoğlu'ndan Dolmabahçe'ye Taşınan Bir Aralık Akşamı
Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul muydu yüzün, yoksa çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne Dolmabahçe'de çay tadında... Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında, tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu. Ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama yüreği takvim yokuşlarında... Sinemada elinin
Reklam
Beyoğlu'ndan Dolmabahçe'ye Taşınan Bir Aralık Akşamı
... Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma âşık olmak içinse erken... Beni sevda yerimden vurdu yine zaman... Şimdi sana söylenecek tek cümle: Bende sana yetecek kadar ben kalmadı...
Sayfa 66 - İnkilâp KitabeviKitabı okudu
Beyoğlu'ndan Dolmabahçe'ye Taşınan Bir Aralık Akşamı
Bir aşkı paylaşmak için çok geç, Bir paylaşıma aşık olmak içinse erken. Beni sevda yerimden vurdu yine zaman.. Şimdi sana söylenecek tek cümle: Bende sana yetecek kadar ben kalmadı...
Yılmaz Erdoğan
Yılmaz Erdoğan
Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık olmak içinse erken... Beni sevda yerimden vurdu yine zaman... Şimdi sana söylenecek tek cümle: Bende sana yetecek kadar ben kalmadı...
Yılmaz Erdoğan
Yılmaz Erdoğan
/ Beyoğlu'ndan Dolmabahçe'ye Taşınan Bir Aralık Akşamı
Reklam
Beyoğlu'ndan Dolmabahçe'ye Taşınan Bir Aralık Akşamı
Kadının yüzünde bir hüzün... Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük... Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti... ... Soğuğun ve karanlığın vehameti!
Beyoğlu'ndan Dolmabahçe'ye Taşınan Bir Aralık Akşamı
Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında, tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu. Ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep`i seven ama yüreği takvim yokuşlarında...
Beyoğlu'ndan Dolmabahçe'ye Taşınan Bir Aralık Akşamı
Kadın, Beyoğlu`nun bir kış akşamında, üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundan muzdarip yürüyordu... Adam da... Yürümek hiçbir şeyi çözmüyordu, bazı Aralık akşamlarında... Parmağında yaralı bir öyküyü taşıyordu adam... Kadının yüzünde bir hüzün... Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük... Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti...
Sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı, sesinin sesimde yankılanmasının... sanki perdedekine üzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzün içime... Yalan! Sen perdeye bakıyorsun, fikrin benim seyir defterimde... ve ben amerikanca bir filmi kürtçe seyrediyorum... Beyoğlu'ndan Dolmabahçe'ye Taşınan Bir Aralık Akşamı...
Reklam
BEYOĞLU'NDAN  DOLMABAHÇE'YE TAŞINAN BİR  ARALIK AKŞAMI+
Kadın, Beyoğlu'nun bir kış akşamında,  üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundan  muzdarip yürüyordu.. Adam da.. Yürümek hiçbir şeyi çözmüyordu, bazı Aralık akşamlarında... Parmağında yaralı bir öyküyü taşıyordu adam.. Kadının yüzünde bir hüzün... Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük...  Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti..  .. Soğuğun ve karanlığın vehameti! Hayatı, bir başkasının pantolunu gibi, küçültülmüş, daraltılmış.. İlk sahibinin o pantolonla yaşadığı şeyler,  yani pantolonu pantolon yapan anılar, bazı ilkbahar bereleri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketen yazlar... Hepsi daraltılmış.. Yaşananlara bir beden  büyük geliyor artık hayat! Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık olmak içinse erken.. Beni sevda yerimden vurdu yine  zaman.. Şimdi sana söylenecek tek cümle:     *Bende sana yetecek kadar ben kalmadı*
Sayfa 70