4 farklı kadın 4 farklı hikaye ama aynı acı. Mari Ermeni ihtilali sırasında ailesi tarafından Türk bir aileye emanet edilen; dini, ırkı hatta adı bile değiştirilmek zorunda kalan savaşın en acı dönemlerini görmüş, en büyük acıları yaşamış bir kadın. Maya; Sovyet ve Alman zulmünden kaçan genç bir kadın. Hayvan taşıdıkları vagonlara bindirilerek Rusya'ya kurşuna dizilmek üzere gönderiliyor. Türkiye'den geçerken, Türk hükümetinin ona ve diğer Kırım Türklerine yardım edeceğini düşünülüyor ama beklenen olmuyor ve maalesef hepsi Rusya'ya gönderiliyor. Orada öleceğime boğularak ölürüm diyen ve kendini nehrin sularına atan bir kadın. Diğeri ise Nadia. 2. Dünya Savaşı sırasında Nazi zulmünden kaçmaya çalışan ama Alman bir profesöre aşık olan bir kadın. Ve bu kadınların yaşadığı acıları, hayatlarını anlatmak isteyen başka bir kadın: Maya Duran. Bu dört kadını hayat hikayesi etrafında dönen, aslında yaşadığımız toprakların altında hatta denizlerin altında bile ne büyük acıların yattığını anlatan harika bir roman. Zaman zaman gözyaşlarımı tutamadım. İnsanların inançları, ırkları yüzünden ne büyük acılar çektiğinin büyük bir kanıtı bu roman. Tarihin gerçeklerini aşkla, acı ile harmanlayarak harika bir şekilde kurgulanmış roman.