"Merhamet istemiyorum, hiç kimsenin acımasına ihtiyacım yok, merhamet de zulmün bir parçası; ne çocuğuma acıyın ne bana. Merhamet zulmün merhemi olmaz."
Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var.
Umduğun inceliğe inmiyorsa söz,
Çekil suskunluğun tüneklerine;
Ucuz etme anlamı…
Böyle zamanlarda insan
Çokluk yalnız kalmalı…
Sevgisiz seslerle çevren çiğ,
Uysan uzaklaşırsın kendi özünden,
Dirensen günün karanlık…
Bu yüzdendir gecelerin güzelliği,
Geceler aydınlık
Al getir kendi derinliklerine,
Ufuksuz sularda duran gemini…
Getir ki sabaha çok var…
Hem bakarsın gecelerin koynundan
Bir ‘bilen‘ çıkar…🌙
Şükrü Erbaş
Ne ellerim bağlıydı ne de ağzıma bir şey tıkanmıştı ama yine de kendimi bir tutsak gibi hissediyordum. Bilinmezliğe yapılan zorunlu bir yürüyüşün kurbanıydım.
Gönül ile aklı koydum kafese;
Biri ‘ümit’ diyor,
biri ‘kes’ diyor
Çırpındıkça kalbim nefes nefese,
Biri ‘dayan’ diyor,
biri ‘pes’ diyor.
Yüreğim yandıkça döndüm ak kora.
Sabrım demir aldı, yelkenler fora.!
Gitmek istiyorum çok uzaklara..
Biri ‘aman’ diyor,
biri ‘es’ diyor..
| Mevlâna