sırr-ı itaat
Büyük alimlere tâbi olunmalı hayatta olunduğu müddetçe. Ömür firsat bilinmeliydi. İtaat kullukta en büyük sırdı.
Müritlerime itaat etmeyi sık sık ders veriyordum. İtaat etmeyen ruh itiraz eder, terbiye yoluna giremez ve nefs-i emmareden kurtulamazdı.
Nefis terbiyesinde en önemli husus kişinin itaat sırrını elde etmesiydi. İtaat nefse en zor
Sayfa 153
Bu suya pislik karıştırma
Şibli hazretleri bir gün Hicaza gitmek için yola çıkar, yolu Bağdat’tan geçer. O zamanın halifesi Harun Reşid, Şibli hazretlerinin Bağdat’a geldiğini duyar. “Biz mi ziyaretine gelelim yoksa o mu bizim sarayımıza şeref verir?” diye haber gönderir. Şibli hazretleri biz halifenin yanına geliriz der. Ve saraya gider.
Halife, Şibli hazretlerine, “Bana bir nasihat eder misiniz efendim” der. Şibli hazretleri de “Bana bir bardak su getirin” der. Halifeye, “Eğer çölde susuz kalsanız, ölmek üzere olsanız, biri elinde bir bardak su ile çıkıp gelse, dese ki bu bir bardak suyu sana veririm ama servetinin yarısını isterim, verir misin? Halife düşünür ve elbette veririm der.
Şibli hazretleri, “Peki bu suyu içtin, çıkaramıyorsun [vücudundan dışarı çıkmıyor, bir hastalık var], bir doktor gelse, ben o suyu dışarı çıkarırım fakat servetinin diğer yarısını isterim, verir misin?” Harun Reşid düşünür ve elbette veririm der.
Şibli hazretleri, “O halde bir bardak su bile etmeyen servetine güvenme“ der. Halife ağlamaya başlar. Bana bir nasihat daha eder misiniz der.
Şibli hazretleri, “Siz suyun başındasınız, Allahü teâlâ Peygamber efendimizden beri akıp gelen bu İslamiyet suyunun bekçisi olmayı size nasip etti, bu suya pislik karıştırma, karıştırılmasına da müsaade etme, bid’at karıştırma onu tertemiz olarak koru.”
Hayırlı zamanlardan sonra, islâm içine ârız olan bid’at ikidir: Birincisi; doyuncaya kadar yemek, ikincisi; un elemektir.
İhyanın Ayak Sesleri; Müceddid
Nitekim Allah teala her yüzyılın başında, dinini yeniden canlandıracak birinin geleceğini Sevgili Peygamberinin diliyle bildirmişti. Efendimiz bu hususta şöyle buyurmuştur;
"Gerçekten Aziz ve Celil olan Allah, her yüz sene başında ümmetimin dinini bidat ve hurafelerden ayıracak, yenileyecek ilim sahibi bir zatı gönderir."
KİMİNLE TARTIŞMA YAPACAĞINI BİLMEK
Tartışmaların en şiddetlisi mezheb ve akaid mevzularında görülür. Çünkü tartışma insan tabiatında aslında olup, kişi haklı olduğunu düşündüğü ve bundan sevap kazanacağını sandığı zaman hırsı da artar, tabiatı kendini destekler, sırtını da şeriata dayar. Oysa ki bu, apaçık bir hatadır. Müslüman kişinin ehl-i kıble (müslüman) kardeşine dil uzatmaması gerekir. Eğer ehl-i bidat (islam hakkında bozuk düşünceleri olan kişi) biriyle karşılaşmış ise bu durumda tartışmaya girmeden tatlı dille nasihat etmesi gerekir.
Çünkü tartışma ve mücadele karşı tarafın zihninde bir aldatma algısı oluşturur. Bu metod bidatçinin kendi mezhebin olanların da kullandıkları bir yöntemdir, bunu gören kişinin bidatı kalbine iyice yerleşir ve kök salar. Bu yüzden eğer nasihat fayda vermeyecek ise tartışmaya girmeden kendi haline bırakmak en güzelidir.
Sayfa 50Kitabı okudu
