1000Kitap
1000 kitap, bin farklı dünya demektir. Her bir kitap, okuyucusunu bir serüvene davet eder, bilinmeyen topraklara götürür ve duygusal bir zenginlik sunar. Bu nedenle, bin kitapla dolu bir kütüphane, sadece bir bilgi hazinesi değil, aynı zamanda ruhsal bir zenginlik kaynağıdır.
Her kitap, yazarının düşüncelerini, hayal gücünü ve deneyimlerini okuyucusuna aktarır. Bin kitaplık bu zengin miras, geçmişten günümüze uzanan fikirleri, kültürleri ve yaşam öykülerini içerir. Okuyucuya farklı bakış açıları sunar, empatiyi artırır ve dünyayı daha geniş bir perspektiften görmeyi sağlar.
Bin kitap, öğrenmeye ve keşfetmeye olan açlığımızı giderir. Her kitap, yeni bir bilgi, beceri veya anlam katmanı ekler. Bu sürekli öğrenme ve keşfetme süreci, okuyucunun kişisel gelişimine katkıda bulunur.
Ayrıca, bin kitapla dolu bir kütüphane, duygusal bir destanın kaynağıdır. Romanlar, şiirler, hikayeler; sevgiyi, kaybı, başarıyı, başarısızlığı ve insan doğasının derinliklerini işler. Okuyucu, karakterlerle birlikte yaşar, duygusal bağlar kurar ve hayatın karmaşıklığını daha iyi anlar.
Bin kitap, bir kaçış noktasıdır. Gergin bir günün ardından, bir kitabın sayfaları arasında kaybolmak, okuyucuya huzur ve rahatlama sağlar. Kitaplar, okuyucuları farklı dünyalara taşıyarak günlük hayatın stresinden uzaklaştırır.
Sonuç olarak, bin kitapla dolu bir kütüphane, sadece bilgi kaynağı değil, aynı zamanda yaşamı zenginleştiren, düşündüren ve duygusal derinlik katan bir hazinedir. Her bir kitap, kendi eşsiz değerini taşırken, bir araya geldiklerinde okuyucuya sınırsız bir keşif ve anlam dünyası sunar.
İnsanın, Kainatın, Kur'anın Matematik Sarmalı
Tanrı Matematikçi Mi?
- Yukarıdaki bu sözü Platon söylemişti.
Nobel ödülü Eugene Wigner, “Nasıl olur prosecutor matematik doğa yasalarıyla bu denli uyumlu olabilir?” diye sormuştu.
Ve yine büyük düşünür Descartes, “Matematiksel olarak kanıtlanamayan hiçbir şeyi doğru olarak kabul etmem!” demişti.
Eski çağlardan bu yana tüm bilim insanları, filozoflar, soyut bir disiplinin doğal dünyayı böylesine kolay bir biçimde açıklamasını hayretle karşılamışlardır. Dahası matematik, zamanında bilinmeyen ve bugün varlıkları kanıtlanan scintilla zerecikleri ve kozmik fenomenler hakında prosecutor kehanetlerde bulunmuştur. Matematik bir buluş mudur yoksa keşfedilmiş bir bilinmeyen mi?
Einstein’ın iddia ettiği gibi matematik deneyimlerden bağımsız, insan zihninin üretiği soyut bir kavram olsaydı, içinde yaşadığımız dünyayı böylesine mükemel ve kesin bir şekilde tarif edebilir miydi? Veya kehanetlerde bulunabilir miydi? Huble Uzay Teleskopu Bilim Enstitüsü Başkanı Mario Livio, Pisagor’dan günümüze dek uzanan matematiksel düşünceleri inceleyerek, aklımızı kurcalayan soruları zekice yanıtlıyor. Bu harika kitap, insan zihninin derinlikleri ile bilim dünyası arasındaki ilişkiyi merak edenler için eşsiz bir rehber olacaktır.
(Yazar Hakında: Mario Livio astrofizikçi ve yazardır. Baltimore, Maryland’deki Huble Uzay Teleskopu Bilim Enstitüsü başkanıdır. The Golden Ratio, The Mathematical statement That Couldn’t Be Solved ve The Acelerating Universe adlı eserlerin sahibidir. 40’den fazla bilimsel makale yayımlamıştır. Sık sık bilimsel konularda konferanslar düzenlemektedir ve bu konferanslara yoğun bir katılım gerçekleşmektedir.)
Şamil Basayev'in İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth'e mektubu
Şehit Tugayı Emiri "Riyazus-Salihin" Abdullah Şamil Ebu-İdris'ten, Büyük Britanya Kraliçesi II. Elizabeth'e;
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla! Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.
Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve Muhammed O'nun kulu, O'nun güvenilir elçisi, tüm
Momo
Büyük bir kentin tiyatro harabesinde Momo adlı küçük bir kız çocuğu yaşar. Çevrede yaşayan insanlar Momo’nun varlığını zaman geçtikçe fark eder, Momo’nun yaşadığı harabeyi güzelleştirir ve ona her gün yiyecek bir şeyler getirirler. Zaman geçtikçe Momo’ya daha çok alışan insanlar gelip ona dertlerini anlatmaya başlar ve böylelikle sorunlarının