Kendi kendimi gülerken yakalayınca çekindim. Gü-lücüğümü söndürdüm hemen. Hani, içimizden bir türlü söküp atamadığımız 'el ne der?' korkusu işte. Kendi kendine gülene deli demiyorlar mı, deli oluyorum!
Nedensiz bir gülüştü. Nedensiz oluşuna da sevinmedim değil.
Çünkü geçici bir nedenden sözgelimi kaldırımda takla atan bir kedi görmekten cansuyu alan, yoksul bir gülüş değildi yüzümü ışıklandıran, yaşamak gibi genel bir nedenden alıyordu rengini.
Ya da ben öyle sandım.
Bu gün ne oldu biliyor musun?
Sensiz geçen beş aydan sonra ilk kez güldüm. Güldüm dediğim şey de, dudağımın ucunda tomurcuklanan miniminnacık bir gülücük. Ama, iç denizlerimi o anda nasıl dalgalandırdı bir bilsen...
.kulağınıza küpe olsun, kuralsızlığı örtmek için kurallardan daha kalın bir örtü bulamazsınız, hayatınız boyunca işte şimdi yaptığınız gibi yapacaksınız, yoksa toplum denen çok kıçlı ve çok başlı gardiyan canınızı fena yakar,...
Gelecek, geçmişin bok yemesinden başka bir şey değildir zaten biliyorsunuz; ne yaparsak yapalım, bir mucize olmadığı sürece bu gerçeği asla değiştiremeyiz
1958'de Denizli'de dünyaya gelen Toptaş, 1987'de Bir Gülüşün Kimliği ve 1990'da Yoklar Fısıltısı ile öykülerini kitaplaştırdı. Şiirsel metinlerinden oluşan Yalnızlıklar yurtiçinde ve yurtdışında tiyatroya uyarlandı, yıllarca sahnelendi. Ölü Zaman Gezginleri öykü dosyası Çankaya Belediyesi ve Damar edebiyat dergisinin ortak