Yaşadığı her şey, sevdiği her şey bu yavaş yavaş sönen alevde eriyip gidiyor, yanıp küle dönerek kararıyor, sonra da kömürleşip dağılarak vıcık vıcık bir umursamazlık çamurunun içine düşüyordu.
İçimi oyanın , deşenin ne olduğunu biliyorum, ölüm bu ve ömrümün kalan birkaç yılında artık yaşamayacağım, sadece öleceğim , sadece öleceğim... Ama zaten ben ne zaman , ne zaman yaşadım ? Ne zaman kendim için , sadece kendim için yaşadım ?..