.. Oysa şimdi hiç bilmediğin, hiç bilmeyeceğin acılar yazıyorum. Olur da bir gün, tek bir satırını bile okursan bu sayfaların, ben o banktayımdır. Gidip o banka otur sevdiceğim, dizime yatar gibi yat ve o boş sahaya bak. Bir rüzgar mı esti, bir yaprak mı düştü, yahut ne bileyim bir çocuk elindeki topu mu sektirdi? Hepsi benim inan. İnan, beni
ne kadar çok asfalt dökülse de yollara bir kız kötü yola düşer mutlaka biri sevgilisini düşünür hayatın anlamı gibi genelevde bir adam bir kadına tüm cevap şıkları biraz da kendisiyken buraya nasıl düştün diye sorar meşhur ve yabancı mağazaları kapıcı kızları süpürür geceleri biri namusu kirlenmesin diye canını verir gece morg bekçisi
Reklam
Martıları seven adam’dan
..bir zamanlar kötü geçen bir hasattan şikayet eden bir çiftçi vardı:"Tanrı hava durumunu kontrol etmeme izin verse her şey daha iyi olurdu." Tanrı ona dedi ki:"Bir yıl boyunca havanın kontrolünü sana bırakacağım.Ne istersen hemen yerine gelecek. Zavallı adam çok mutlu oldu ve hemen dedi ki "şimdi güneş istiyorum" ve güneş çıktı.Sonra dedi ki "şimdi yağmur yağsın" ve yağdı.Bir sene boyunca önce güneş açtı ve sonra yağmur yağdı.Mahsül hiç bu kadar bol,hiç bu kadar yemyeşil olmamıştı. Sıra hasata geldi.Çiftçi buğdayı biçmeye koyuldu,ama yüreğine indi.Başakların içi bomboştu.Tanrı gelip sordu: "Nasıl mahsülün ?" Adam şikayet etti:"Kötü efendim,çok kötü". "Peki sen havayı kontrol etmedin mi ?İstediğin her şey olmadı mı ?" "Evet!Ben de işte bundan dolayı şaşkına döndüm.İstediğim güneşi ve yağmuru elde ettim ama hiç mahsül yok." "Peki hiç rüzgar,fırtına,kar ve buz istemedin mi ?Bunlar havayı temizleyip kökleri güçlü hale getiriyor.Mahsülün de içi doluyor.Hep iyi havayla olur mu hiç ? Elinde bu yüzden mahsül yok" Yaşam hem iyi hava hem kötü hava,hem zevk hem acı,hem yaz hem kış,hem gece hem gündüz varsa yaşanır.Hem üzüntü hem mutluluk,hem rahat hem rahatsızlık olmalı.Yaşam işte böyle uçlar arasında güzelleşir..
Bir ömür nasıl mı yaşanır ? Zavallı insanoğlu ömrünü nasıl yaşadığına değil neyle yaşadığına bakıyor. Sizce yaşamak dünü hafızanda tutup yarını beklemekten mi ibaret ? Oysaki yaşamak şimdiki zamandan ibaret olmaktan öteye gitmemeli. Yaşıyorum, dolu dolu yaşamaktayım diyen birisi daima mutlu olacaktır. Geçmişini beynine kazıyıp geleceğin planlarını ilmik ilmik dokuyanlar bugünden tat almıyor maalesef. Dünü unut çünkü dün bitti. Yarın ise ne olacağı belli değil kim bilir. Her şeyi unut ama bugünü elinde tut ve bugünü en güzel şekilde yaşamak için en güzel dilekleri içinde tut.
yaşamak bu mu?
İlber Ortaylı ' Bir Ömur Nasil Yasanir'ı okurken nasıl imreniyorum. Nasıl şaşakalıyorum. Coğrafya da kaderdir, aile de kaderdir. Ya abisi bile elinden tutup gezdirmemiş bir insansın, şartlar ortam belli hep leş. Şükür edecek şeyler varsa da imrenilecek bir tarafı yok. İlişkilerimiz, bakış açılarımız her şey o kadar sığ ve sıradan ki. Yazacaklarım çok uzun olur uzun lafın kısası bizimkisi olsa olsa Bir Ömre Nasıl Sıçılır olurdu kücük insanların cahillikleri değil ama sevgisiz ve kötülükle donatılmış, küçük hesaplarla çevrelenmiş, bayağı mutluluklarla donatılmış yapay ve sıradan zoraki ilişkileri ancak böyle bir karşıtlık olarak ortaya çıkar işte. Hep ideallerim oldu, hep başka bir şey istedim; ama çevreni değiştiremiyorsan bir hiçsin. Bir de bizde zengin fakir görgülü görgüsüz kimseye nasip olmayan ya da hiç mütevazı olamayacagım kendimde ve cok az insanda olan bazı değer yargıları bu topluma cok az ugradıgı için biz sadece aykırı oluruz başka bişi çıkmaz bu yaşantılardan. Belki para... bi derece işte... bok püsür yaşantılarımız.
şubat - 29.bölüm giriş sahnesi (tayfa)
kenan: okula giderken… ben de okula gitmiştim, 8.4'ten evvel. işte okula giderken, 3. sınıfta öğretmen hayat bilgisi yazılısında yaprağın görevi nedir diye sormuştu. çimen: sen ne cevap vermiştin? kenan: dalından düşmemektir demiştim. hayvan: vay be! yaprağın görevi daldan düşmemektir. kenan: sıfırı çakmıştı hoca. zımba: ne biçim
Reklam
669 öğeden 541 ile 550 arasındakiler gösteriliyor.