Kırık bir kalbin üzerine merhemsiz onca pansumanlar yarabantlartyla, köse bucak itilip kakilip karşımdakinin bir tebessümüne ayaklar altına aldığım gururun hakkı bu muydu Dervis, Çaresizce yolculuklara zorlanan bedenimi bitkin tökezleyen ayaklarımın ağrısıda fayda vermiyor, kırık gönlümün acısına durulup soluklanmasına. Içimi kemiren bu soru Dervis; "Hakkım bu muydu?"
- Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre dedi ki: Rasûlullah şöyle buyurdu: 'Allah'u Teâlâ sizin için üç şeyden razı olur. O'na ibadet edip hiç bir şeyi ortak koşmamanızdan, hep birlikte Allah'ın ipine sarılıp tefrikaya düşmemenizden, yönetiminizi eline teslim ettiği ulu'l-emre de nasihat etmenizden razı olur. Üç hasleti de kerih görür: Kil-u kal (dedikodu), malı zayi etme, çok soru sorma. Buhari, Zekat 53; Müslim, Ekdiye 12, 13
Sayfa 56
Reklam
Çiled idealin dışında, insanın, bir hayvan olan insanın, şimdiye dek bir anlamı olınadı. Dünyadaki varoluşunun hiçbir amaa yoktu; "İnsana ne gerek var?" sorusu yarutsızdı; insan ve dünya için isteme eksikti; her büyük insan yazgısırun ardında, nakarat olarak koca bir "Boşuna!" çınladı: İşte çileci idealin anlamı tam da bu:
Sayfa 181 - *
Bana olanlar yüzünden hiç kimsenin ıstırap çekmesini istemiyorum. Şimdi tek bir soru var: Ne kadar daha dayanabileceğim?
Koridor Yayıncılık
Bu acıklı mücadelemizden almamız gereken ders, bir birlik dersidir. Ya birleşeceğiz ya da yenileceğiz. Bizim irademiz, benimsenmeyenlerin, unutulanların, baskı altında kalanların iradesi, ortak bir inanç ve ortak bir amaçla bizi birbirimize sapasağlam bir kaya gibi kaynaştıracak. Her bir kişinin, kazançla, konforla, çıkarla ilgili kendi küçük sorunlarını bir tarafa bırakacağı zamana gelmiş bulunuyoruz. Şu an, her bir kişinin kendi benliğini koskoca bir akıntının içine katıp, yükselen o dalgaya kendini bırakması anıdır. O kabaran dalga hepimizi, isteyeni de, istemeyeni de kapıp geleceğe doğru sürükleyecektir. Dostlarım, tarih ne soru sorar, ne de onay verir. Dönülmez bir şeydir tarih. Tıpkı onu çizen kalabalıkların sesi gibi. Biz de o çağrıyı dinleyelim. Örgütlenelim kardeşlerim. Örgütlenelim. Örgütlenelim. Örgütlenelim.
Plato Film YayınlarıKitabı okuyor
Yarım yaşadığım her şeyin tamamından vazgeçtim....
Her yudumda bir hayat! Ne çok soru,ne az cevap! Kendime sordum önce,bekledim... Sonra,göğsümün derinliklerinde kopan âni feryatla, Yarım yaşadığım her şeyin tamamından vazgeçtim...
Reklam
Ruhumdaki düğümler fazlasıyla sıkı. Kimsenin onları çözecek kadar ince tırnakları yok. Bense çoktan vazgeçtim tırnaklarımı uzatmaktan. Kendimi bilmeyi bıraktım. Yanıtı olmayan bir soru olarak geldim ve sorusu olmayan bir yanıt gibi de gidiyorum…
İnsanların çok küçük bir kısmı, kendilerini savunmasız bir şekilde açık kılan ve herhangi bir insana kolayca güvenmelerini sağlayan genetik bir bozuklukla dünyaya gelir. Bu bozukluk, yedinci kromozom üzerindeki görece az sayıdaki bazı genlerin silinmesinden kaynaklanır ve Williams Sendromu olarak bilinir. Williams Sendromu hastaları inanılmayacak
Sayfa 258 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Allah beni 3 hakikati öğrenmem için Dünyaya yolladı. Allah’ın bana söylediği ilk soru şuydu. ‘İnsanın kalbine ne hükmeder?’ ve anladım ki insanın kalbine sevgi hükmeder. ikinci soru ise ‘İnsana ne verilmemiştir ? ‘ İnsana kendi ihtiyaçlarının bilgisi verilmemiştir. ve üçüncü soru ise ‘İnsan ne ile yaşar?’ ve anladım ki İnsanın elinde hiç bir şey olmasa bile Allah sevgisi olsun yeter. Yani insan Allah’a inanmadan yaşayamaz..
Bir Gün İnsan Kaybetti
Birgün insan virgülü kaybetti; o zaman zor ve uzun cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı; cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Sonra ünlem işaretini kaybetti; alçak sesle ve ses tonu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor, ne de bir şeye seviniyordu. Hiçbir şey onda en ufak bir heyecan uyandırmıyordu. Bir süre sonra da soru işaretini kaybetti ve artık soru sormaz oldu. Hiçbir şey onu ilgilendirmiyordu; ne evren, ne dünya, ne de kendi apartmanı umrundaydı. Birkaç yıl sonra iki nokta işaretini kaybetti ve olayların nedenlerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işaretleri kalmıştı. Kendine özgü tek düşüncesi yoktu. Yalnız başkalarının düşüncelerini aktarıyordu. Düşünceyi unuttu ve böylece son noktaya erişti. Bütün bunlar çok güzel bir öyküdür. Fakat ufak şeylerin hayatta ne kadar kıymetli olduğunu göstermez mi? A. Kanevsky “Düşünce Atlası”
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.