Bir tropez sanatçısının aç kalma öyküsü.
İnsanların, sanatçının üzerindeki ne zaman yrmek yiyecek düşüncesiyle yaptığı psikolojik baskıyı konu alan , gece gündüz yorulmak bilmeden sanatçının başında acaba yemek yer mi düşüncesi ile deyim yerindeyse nöbet tutma süreçlerini ve bir süre sonra bu sanatın revaçtan düşmesiyle birlikte yeni, ilgi duyulan sanatsal çalışmalara yönelinme sürecini konu alır.
Kitabın en sevdiğim kısmını paylaşmak isterim.
Halkımızın bu aptallığından Josephine ta en başından beri faydalanıyor. Halkımız sadece çocuksu da değil, aynı zamanda bir açıdan zamanından önce yaşlanmış gibidir. Çocukluk ve yaşlılık başkaları gibi çökmez üzerimize. Hiç gencimiz yoktur, hemen yetişkin oluruz. Uzun süre yetişkin olarak kalırız. Ağır bir yorgunluk ve ümitsizlik vardır halkımızda. Genelde sağlam ve güçlü umutlara sahibiz. Müzikal yeteneklerden yoksun olmamızın bununla bir etkisi vardır. Müzik ve onun verdiği heyecan için çok yaşlıyız. Coşkusu ağırlığımıza uygun değil. Yorgun bir şekilde ona el sallıyoruz sadece.