-Betonlaşan sadece şehirler mi sanırsınız? Ya kalpler ne olacak? Kalpler, şehirlerden daha hızlı betonlaşıyor.- . -İnsanın, insanla konuşmadığı, Arı kovanı gibi kentlerde, ayrık otu gibi yaşadığı, Savaşın, şiddetin, nefret dilinin ve kötülüğün revaçta olduğu bir çağdayız. Toprağın altı değil üstü karanlık. . Çağımızın insanı, suskun, somurtkan ve mezar taşı gibi soğuk. -Vefasızlığın adını vakitsizlik koymuşlar.- . Velhasıl, -İnsan, bazen akşam güneşi gibi kaybolup gitmek istiyor.- . Ey insanoğlu…! Güneş yüzüne değil, biraz da yüreğine vursun ki, içindeki buzullar erisin.-
“Geleceği görüyorum. Şurada, sokakta işte, şimdiden biraz daha solgun.”
Reklam
"Çok mutluyum, haklısınız. Ama bu mutlulukla ne yapacağım? Yalnız başıma benim için biraz fazla bu. Ben daha mütevazı mutluluklara alışkınım - çoğu zaman akşamları bir kitabım olur, bir arkadaşım, güzel bir mektubum, biraz da müziğim. Aslında bunlardır benim mutluluk diyebileceğim şeyler. Çoğaldıkları zaman onlarla ne yapacağımı bilemiyorum - başkalarıyla paylaşmak istiyorum. Bunca mutlulukla ne yapacağım?
Dalga dalga dalıyor gözlerim, Her geçen gün, biraz daha düne hasretim...
Sayfa 171 - KDYKitabı okudu
Kimsenin yağmuru seyretmediği bir dünyada, yıldızları sevmenin yalnızlığı ile her gün biraz daha geri çekildim. Üstüme örttüğüm yorgan, yüreğimdeki serçenin küçücük ürkek kanatlarıydı..
Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Geçip giden her ay sizi korkunç sona biraz daha yaklaştırıyor. Zaman sizi kıskanıyor; gençliğinizin gülleriyle, zambaklarıyla savaşıyor. Zamanla renginiz solacak, yanaklarımız çökecek, gözünüzün feri gidecek. Öyle çok acı çekeceksiniz ki... Ah, gençliğinizin kıymetini bilin. En güzel günlerinizi sıkıcı şeyleri dinleyerek, kaybetmeye mahkum olanı kurtarmaya çalışarak, kendinizi cahil, kaba, adi insanlara adayarak heba etmeyin. Bunlar çağımızın hastalıklı amaçları, yanlış idealleri. Hayatınızı yaşayın! İçinizdeki o muhteşem yaşama sevincini açığa çıkarın! Hiçbir şeyi ıskalamayın. Hep yeni heyecanlar arayın. Hiçbir şeyden korkunuz olmasın... Yepyeni bir hedonizm; işte çağımızın ihtiyaç duyduğu şey budur. Siz bu felsefenin kanlı canlı sembolü olabilirsiniz. Sahip olduğunuz bu kişilikle yapamayacağımız şey yok. Dünya yalnızca bir mevsimliğine sizin...”
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Gitgide alışıyorum sana.... Hiçbir alışkanlık bu kadar güzel olamaz... Ellerin ellerimden uzaksa nasıl güçsüzüm bilemezsin... Yanımda olduğun zamanlar; Sigara dumanı gibi ciğerlerime doluyor, Alkol gibi damarlarıma yayılıyorsun... Durmadan başım dönüyor verdiğin hazdan... Alışkanlıklar daima korkutur beni... Düşün ki ben yaşamaya bile
Everest Yayınları
Bir İnsanı Unutmak Zorunda Kaldın mı Hiç?
Hiç bir insani unutmak, bir insandan vazgeçmek, bir insani hayatindan sonsuza kadar çikartmak zorunda kaldin mi hiç?
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.