"Bizim kim olduğumuzu bilmiyorlar. Gerçekte bilmiyorlar. Birlikte neler yaptığımızı, neler başardığımızı bilmiyorlar." Kaz bastonunu yere vurdu. "Şimdi gidelim ve yanlış adamlara bulaştıklarını onlara gösterelim."
Amazon kostümü giymekle amazon taklidi yapmanın arasında fark vardı ve onu asıl şaşırtan şey, Aleka'nın taklit yapmadığını düşünmesiydi.
"Yok artık," dedi Gregg, Aleka'nın amazon olması fikrine karşılık.
"İki tür karanlık vardır," dedi Rhys. Gözlerimi kapalı tutmaya devam ettim. "Bir korkutan karanlık, bir de yatıştıran, huzurlu karanlık." İkisini de gözlerimin önüne getirdim. "Âşıkların karanlığı ve suikastçıların karanlığı. Karanlık onu taşıyanın istediğine ve ihtiyacına göre şekil değiştirir.
Ne tamamıyla kötüdür, ne de tamamıyla iyi."
"Sen," diye fısıldadım. Müzisyenler o kadar güzel çalıyorlardı ki gözlerimi onlardan alamıyordum; çevre kafelerde yemek yiyenler bile çatal bıçaklarını indirmişlerdi. "Bu müziği hücreme sen yolladın. Neden?"
Rhysand'ın sesi boğuktu. "Çünkü gözlerimin önünde eriyordun ve seni kurtarmanın başka yolu yoktu."
"Hazır ara vermişken üstüne bir gömlek giyseydin," diye iğneledim.
Pis pis sırıttı. "Seni rahatsız mı ediyorum?" "Evde neden daha fazla ayna yok diye merak ediyorum. Matah bir şeymiş gibi kendine bakmaktan hoşlandığına göre."
Azriel öksürük krizine girdi. Cassian elini ağzına götürüp arkasını döndü.
Rhys'in dudakları seğirdi. "İşte hayran olduğum Feyre."
"Seni rahatsız eden şey ne? Seni görmezden gelmem mi, yoksa Tarquin'in bana bu kadar kolay ısınması mı?"
Nefesleri düzensizleşti. "Beni rahatsız eden şey, senin ona gülümsemen."
Hayaller Sarayı.
Hayallerin bir bedeli olduğunu bilen, bu bedeli ödemeye hazır kişiler. İki piç savaşçı, bir yarı-Illyrialı, güzel bir vücutta hapsolmuş bir canavar, kâbuslar sarayında doğmuş bir hayalci...Ve sanatçı ruhlu bir avcı..
"Muhtemelen Lorcan dövüş boyunca o yaratiklarin her birinin sen olduğunu hayal etmiştir," dedi. Elinde pençeli bir kol tutarak çömeldiği yerden kalkti. "Taş deri zirh gibi olsa da içinde sadece et var." Kolu koklayip tiksintiyle hirladi.
"Güzel. Ve bizim için yaptığı keşiften dolayı Lorcan'e teşekkürler." Aelin, Rowan'ın yanına gidip ağır kolu onun elinden aldı. Sonra yaratığın parmakları kaskatı eliyle prense el salladı.
Rowan "Kes şunu," diye tısladı.
Aelin, iblisin parmaklarıyla biraz daha oynadı.
"Bununla iyi sırt kaşınır."
Rowan sadece kaşlarını çattı.