Sadece 2020 itibari ile okuduğum kitaplar girilmiştir.
Instagram: birbetus
Katıldığım düşünceleri değil, genel kitap hakkında fikir oluşturabilecek, okuduğum zaman kitabın içeriğini aklıma getirebilecek alıntıları paylaşıyorum.
İnsanın çıkabileceği tek yol kendi zihni, tek yolcu kendisi ve varacağı tek yer kendi içidir.
Bunun dışındaki tüm yollar; yepyeni bir dünyaya doğru açılan bir yelken değil, insanın kendinden kaçışıdır sadece. Ama bu da ne mümkün?
Gittiği her yere kafasını götüren insan, kendinden ne kadar kaçabilir?
Özgür doğar her insan, sonradan köleleşir. Aklıyla, hafızasıyla, kültürüyle ve sahip olduğu her şeyiyle bir köle haline gelir zamanla. Ve bu öyle bir kölelik ki kendini efendi gibi görmesini sağlar.
Sanki dünyanın kaderi buymuş gibi, her seferinde bir sahtekar çıkıyor ve toplumun çoğunluğu o sahtekarın peşinden gidiyor. Aslında bu durum şöyle de açıklanabilir: İnsanların çoğunun içinde bir sahtekar yatar ve biri çıkar onların yerine bu pis işleri yapar.
Hayat tahayyül edebildiğimiz kadardır. Tüm varlığı küçük bir tarladan ibaret olan bir köylü için o tarla, bir imparatorluktur. Koca Roma İmparatorluğu ise Sezar'ın gözünde bir tarla kadardı.