Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Kötülük sâridir, çabucak sirayet eder ve kuvvetlice kök salar her bir zerremize."
Sayfa 93
Gün bugündür
"Gençliği, tavanı adamakıllı yüksek, dört duvarı sapasağlam mamur bir eve benzetir Hz. Mevlana. Yemyeşil, terütaze meyvelerini hiç esirgemeden veren bir bahçe gibidir gençlik. Toprak çoraklaşmadan, meyvesini yetiştirirse ne mutlu o kişiye! Zira toprak çoraklaşınca onda nebat yetişmez bir daha. İhtiyarlık günleri gelip çatmadan, boyun liften yapılmış iple bağlanmadan, yüz buruşup kertenkele sırtına dönmeden, kışlar eğer kuskunu gibi aşağı düşmeden, gözün feri sönmeden, dişler kesmez olup tat alamaz hâle gelmeden kıymetini bilmek gerekir gençliğin..."
Sayfa 91
Reklam
"Kavak yelleri misali uçup giden gençlik zamanları... Kıymeti ancak usulca yitip gittiğinde anlaşılır ki artık iş işten geçmiştir. İnsanoğlunun gücü kuvveti, aklı kavrayışı yerindedir amma bu sermayeyi nasıl da har vurup harman savurur! Hiç bitmeyecek baharlar gibi her dem bu tozpembe dünyasında yaşayıp gidecek sanır. Hazanlar hatıra bile getirilmez, kışlar hesap edilmez, gecelerin karanlığı unutulur hep. Deli gibi akan gençlik kanı, kendi hayalhanesinde kumdan bir dünya inşa eder. Bu heyula içerisinde bir de bakar; gençlik artık mazide kalan hoş bir hatıra gibi asılı kalmıştır kahverengi çerçevede..."
Sayfa 91
Kemal Sayar'ın pek güzel ifadesiyle: "Ötekinin tahrip edilmesi için sıkılan her kurşun aslında kendisini vuruyor, başkasını yok etmek için harcanan her çaba aslında kendi iç ışığını söndürüyor."
Sayfa 88
"Şeytan insanı fakirlik ile korkutur ve mal toplaması için bir ömür çalıştırır. Sonra insan o malı yiyemeden bu dünyadan ayrılır gider..."
Sayfa 87
Yunus ne güzel ifade eder: Mal sahibi, mülk sahibi, Hani bunun ilk sahibi? Mal da yalan mülk de yalan, Var biraz da sen oyalan!..
Sayfa 87
Reklam
"İnsanın içinde iyi ve kötû hep mücadele halindedir. Cüneyd-i Bağdadi bu durumu barışı olmayan savaş, şeklinde tarif etmiştir. Bir ömür, gönlümüzü arındırıp onu güzellikleri yansıtan bir aynaya dönüştürmek gayreti içinde geçer. Dünyanın aldatıcı güzelliklerine kendilerini kaptıranların, nefislerinin arzularına yenilenlerin gözü asla doymaz. Hep bir telaş ve endişe içerisinde bu dünyada tüketeceğinden fazlasının peşinde ömrünü heba eder."
Sayfa 87
Varlık duygusu, makam hırsı insana sarhoşluk verir, aklını başından alır, utanma duygusunu bertaraf eder. İnsan gözde olmak, sevilen, aranılan kişi olmak ister. Çünkü "Adem benden üstün olamaz." diyerek, makam tuzağında ilk avlanan şeytan olmuştur. Ancak hırsının esiri olanların payına pişmanlık ve kederden başkası düşmez!
Sayfa 86
"İnsan nedir? Birkaç damla kan, binbir endişe!" Şeyh Sadi Şirazi
Sayfa 85
Hazreti Mevlana ne güzel hikâye eder böyle haddini bilmez cüretkâr cahillerin hâllerini... Efendim hikâye bu ya, bir fare ile bir deve hemhâl olup birlikte yola revan olurlar. Fare bir punduna getirip devenin yularını eline alıp önden kurula kurula giderken deve de tabiatındaki yumuşaklık ve mülayimlik sebebiyle ses etmeden onunla yürümeye başlar.
Sayfa 81
Reklam
"Aklı olan kırk kez düşünür taşınır, en hassas terazide ölçer tartar, ehline danışır da kendini layık görmezken cahil semtine uğramaz ne düşünmenin ne de müşaverenin..."
Sayfa 81
"Sevgi nazarı ile bakabilseydi birbirine insanoğlu ne zulümler ne haksızlıklar ne savaşlar olurdu..."
Sayfa 78
"Nasıl da harcıâlem kullanır ve müsrifçe tüketiriz sevgiyi değil mi? Dillerde konuşuruz da gönüllerimize indirmede o kadar mahir değilizdir. Yaradan'ın tüm yaratılmışlara bahşettiği ve onları birbirine ülfet etmeye, iyilik ve merhametle muamelede bulunmaya sevk eden bu asil duyguyu maalesef geçici heveslere kurban edebiliyoruz. Halbuki irfan ehli için sevginin kaynağı Hz. Allah'tır. Ancak O'nu sevenler, yaratılmışları hakikî manada sevebilirler ve böylece O'nun da sevgisine mazhar olurlar. Ne güzel demiş bizim Yunus, yaratılanı severim Yaradan'dan ötürü..."
Sayfa 77
-Hz Mevlana- Başka bir beyitinde ise; "Sen; Cenab-ı Hakk'tan ilahî aşk iste, ruhunu besleyecek gıda iste. Ekmek isteme. Ekmek bu bedenimizin gıdasıdır. Cismaî yanımızı, nefsimizi besler. İlahî aşk ise can rızkıdır ruhumuzu besler. Allah'tan ten rızkı istemektense ruhumuzu besleyecek can rızkı istemek elbette çok daha hayırlıdır." diyerek ruhu kanatlandırıp Mevla'ya ulaştıranın aşk olduğunu ve ona da ancak maddi rızıklardan el çekmekle vasıl olunacağına işaret eder.
Sayfa 75
"İnsan nasıl davranırsa öyle muamele görecektir."
Sayfa 69
1.493 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.