Cumhuriyet döneminin en başarılı şairlerinden biri olan Cahit Sıtkı Tarancı, hayatını edebiyata ve yazmaya adamış bir sanatçıdır. Herkesin bildiği, meşhur Otuz Beş Yaş şiirinin yazarı olan Cahit Sıtkı Tarancı, Fransız şairlerin etkisinde kalmış ve birçok edebi tarzı denemiştir.
“sanat sanat içindir” fikrini benimseyen şairin en önemli eseri Otuz
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Hoşça Kal 17
Bir yıl boyunca psikolojik baskı altındasın, her saniye sınav gününü düşünüyorsun. Ailen, büyüklerin, akrabalar... hepsi sınavı soruyor, hepsi ders çalış diye baskı yapıyor. Bir yıl boyunca tüm aktivitelerinde vicdan azabı çekiyorsun, sabah bir saat fazla uyuyunca kendi kendine kızıyorsun. Ders çalışmasan bile masada oturman gerektiğini düşünüyorsun. Bütün planları, gezmek istediğin yerleri, yapmak istediklerini, hepsini sınavdan sonraya atıyorsun. Tüm hayatına paydos veriyorsun. Bir yıl boyunca yaşamsal faaliyetlerin en aza iniyor. Sen artık bir çocuk ya da bir öğrenci değilsin. Artık sen bir yarış atısın. Diğer yüz binlerce kişiyle birkaç saatlik sınavda yarışıp hepsini elemen gerekiyor. Sınavdan çıkınca kimse nasılsın demiyor; herkes ne yaptın, sınavın nasıl geçti diyor. Kazanamazsan zeki değilsin. Kazanamazsan kaybetmeye mahkumsun. Bu sınavda ya kazanmak zorundasın ya da kaybetmek. Bir yıl çalıştın. Dershaneye gittin, para verdin, özel ders aldın, özel okula gittin. Bir yıl boyunca her an bugünü düşünüyordun. İki saatlik bir sınav ve iki milyon yürek var. Milyonlarca kitap, milyonlarca soru, milyonlarca cevap. Bitti hepsi. Artık bir basamak daha geçti hayatından. Bitmeyen bir yolculuğun küçük bir basamağı geçti işte. Böylece dayanma gücünü ölçüyorlar. Psikolojini ölçüyorlar. Zeka, hız, beceri, stres... Hepsini ortaya koyuyorsun. Ve sonunda bir sıralama. Küçük bir kağıt var önünde. Ve ömürden bir yıl. Hoşça Kal on yedi yaşım. Hoşça Kal lise. Hoşça Kal.
Hoşça kal 17 kısmını okuyan herkes kendi 17 yaşını görecek ve hissedecektir orada. İlk kitabı olmasına rağmen güzel bir çalışma olmuş gerçekten.
SON DUYDUĞUMUZ ŞARKININ
ZİHNİMİZDE SÜREKLİ
DÖNMESİNE SEBEP OLAN NEDİR?
Bilişsel kasınma
Radyoda duyduğumuz son şarkının zihnimizde dönüp durması bazen günümüzü şenlendirse bile, eziyete dönüştüğü
zamanlar da yok değildir. Özellikle de o son duyduğumuz
şarkı müzik zevkimizle çelişiyorsa… Uzmanlar bu duruma
“bilişsel kaşınma”
Eğitimde asıl olan; Bilgi’nin hesabını soran sınavlar yapmak
değil, Bilgi’nin öğrenciler tarafından ne şekilde kullanıldığını
ölçebilen sistemler geliştirmek olmalı.
3
Sanırım aslında her şey önce hayal edebilmekle başlıyor.
3