Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

E. K.

E. K.
@bitutambulut
Lisans
İstanbul
17 Mayıs
22 okur puanı
Şubat 2019 tarihinde katıldı
En sonunda ölüme ve ölüme ilişkin duygumuza geliyorum. Bu konuda her şey söylenmiştir, gözü yaşlılıktan kaçınmak da uygun olur. Gene de herkesin sanki hiç kimse "bilmiyormuş" gibi yaşamasına ne kadar şaşılsa azdır. Gerçekte ölüm deneyimi yoktur da ondan. Ancak yaşanan, bilincine varılan şey denenmiş olabilir. Burada, olsa olsa başkalarının ölümüyle ilgili bir deneyimden söz edilebilir.
Reklam
Donuk bir yaşamın bütün günlerinde, zaman alıp götürür bizi. Ama, bir gün gelir, bu kez de bizim zamanı taşımamız gerekir. Geleceğe dayanarak yaşarız: "yarın", "ileride", "iyi bir işim olunca", "yaşlandıkça anlarsın". Bu tutarsızlıklara hayran kalmamak elde değil, çünkü ne de olsa ölmek var işin içinde. Gene bir gün gelir insan 30 yaşında olduğunu görür ya da söyler. Gençliğini belirtir böylece. Ama aynı anda zamana göre yerini de belirtir. Zamanın içinde yerini alır. Geçmesi gerektiğini söylediği bir eğrinin belirli bir anındadır. Zamanın malıdır, içinin ürpertiyle dolması üzerine, en kötü düşmanı olarak görür onu. Yarını istiyordu hep, tüm benliğinin bundan kaçınması gerekirken, yarının gelmesini diliyordu. Etin bu başkaldırışı, uyumsuz budur işte.
Dekorların yıkıldığı olur. Yataktan kalkma, tramvay, dört saat çalışma, yemek, uyku ve aynı uyum içinde salı çarşamba perşembe cuma cumartesi, çoğu kez kolaylıkla izlenir bu yol. Yalnız bir gün "neden?" yükselir ve her şey bu şaşkınlık kokan bıkkınlık içinde başlar. "Başlar", işte bu önemli. Bıkkınlık makinemsi bir yaşamın edimlerinin sonundadır, ama aynı zamanda bilincin devinimini başlatır. Onu uyandırır, gerisine yol açar. Gerisi bilinçsiz olarak yeniden zincire dönüş ya da kesin uyanıştır. Uyanışın ardından da sonuç gelir zamanla; intihar yada iyileşme. Tek başına ele alınınca, bıkkınlıkta tiksindirici bir şey vardır. Burada, iyi bir şey olduğu sonucunu çıkarmam gerekiyor. Çünkü her şey bilinçte başlar, her şey ancak onunla bir değer taşıyabilir. Bu saptamaların hiç de yeni bir yanı yok. Ama açık olmaları önemli; bir zaman içinde uyumsuzun kaynaklarında ufak bir inceleme için yeterlidir bu kadarı. Basit kaygı her şeyin başlangıcındadır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tüm büyük eylemlerin, tüm büyük düşüncelerin önemsiz bir başlangıcı vardır. Büyük yapıtlar çoğu kez bir sokağın dönemecinde ya da bir lokantanın kapısında doğar. Uyumsuzlukta da böyle. Özellikle uyumsuz dünya soyluluğunu bu zavallı doğuştan alır.
Yalnızca "çabalamaya değmez" demektir kendini öldürmek. Yaşamak, hiçbir zaman kolay değildir kuşkusuz. Bir çok nedenlerden dolayı yaşamın buyurduklarını yapar dururuz, bu nedenlerin birincisi de alışkanlıktır. İsteyerek ölmek, bu alışkanlığın gülünçlüğünün, yaşamak için hiçbir derim neden bulunmadığının, her gün yinelenen bu çırpınmanın anlamsızlığının, acı çekmenin yararsızlığının içgüdüyle de olsa benimsenmiş olmasını gerektirir.
Reklam
Düşünmeye başlamak, için için yenmeye başlamaktır.
Yaşama nedeni denilen şey, aynı zamanda çok güzel bir ölme nedenidir de.
Sayfa 22 - CanKitabı okudu
"Hayatımın üstünde imkansız kuşlar uçuyor."
Sayfa 39 - MetisKitabı okudu
Dünyanın bütün sabahları için iki bilet al Aman umutsuz bir yer olmasın!
Sayfa 22 - MetisKitabı okudu
Hiçsizliğe
Tanrı sen ne kadar güzelsin bir hiç olarak ormansın belki bilmiyorum belki ormanda bir ağaçsın şuncacık bir pazartesi günüsün insanları dupduru edemeyen bütün karayollarında ve demiryollarında gider gelirim bütün dünyada ama biliyorum Kırşehir'de mezarsın bir kilisesin Kapadokya'da sözgelimi yumurtada zarsın ustasın sabahları yapmada en katı yoklukları koyarak insanın içine akşamüstlerinde biraz gaddarsın sular ve zamanlar kararırken ne yapalım bari bağışlayalım birbirimizi.
Reklam
Ne yaşadığım hayatı beğeniyor, ne yenisine gidebilecek kudreti kendimde buluyordum. Her şeyden düpedüz kopmuştum. Her şeye, herkese sadece katlanıyordum.
Kitaplara bakarsanız, kendilerini dinlerseniz, insanoğlunun esas vasfı akıldır. Onun sayesinde diğer hayvanlardan ayrılır. Beylik sözüyle, hayata hükmeder. Fakat kendi hayatlarına teker teker bakarsanız bu yapıcı unsurun zerre kadar müdahalesini göremezsiniz. Bütün telâkkileri, hususî bağlanışları hep bu aklın varlığını yalanlar.
Kadınlar hayatlarının nerede fışkırmasını istedilerse, birileri hiçbir şey büyümeyecek şekilde toprağı tuzlamak için oradaydı. Doğal arzularına gem vurmak için konan bütün yasaklar yüzünden işkence çektiler. Doğanın çocukları olanlar, çatılar altında saklandılar. Bilim insanı olanlara, anne olmaları söylendi. Anne olmak isteyenlere, tamamen kalıba uymaları söylendi. Yaratmak istediklerinde, bir kadının ev işlerinin hiç bitmediği söylendi. Kimi zaman en gözde standartlara göre iyi olmayı denediler ve çok uzun bir zaman boyunca gerçekten ne istediklerini, nasıl yaşamaya ihtiyaç duyduklarını kavrayamadılar. Sonra da bir hayata sahip olmak amacıyla ailelerini terk etmenin, ölüme kadar süreceği yeminiyle umut bağladıkları bir evlilik yapmanın, daha aptallaştırıcı, ama daha iyi maaşlı bir şeye sıçrama tahtası vazifesi görecek işleri seçmenin acı verici yönlerini deneyimlediler. Yol boyunca her yana saçılmış düşler bıraktılar.
Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki, zaman ve mekân, insanla mevcuttur!
Bazen düşünürüm, ne kadar garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikâyet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.