Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Erdal .. Mamak Askeri Cezaevi'nde idam hükümlüsü bir gencin, Erdal Eren'in son fotoğraflarını çekmiştim yıllar önce. Yarım saat kadar yanında kalıp, koşullar elverdiğince konuşup, yaklaşık 2 'makara' fotoğraflayıp ayrılmıştım oradan. Deklanşöre son defa basıp, parmaklıklar arasından 'sessiz sitemsiz' bakışını dondurduğum o günün gece yarısında
yanarak öle 129 kadın işçinin bize armağanı içinin boşaltılmasına ve sömürülmesine izin vermeyin!!!! ekmek ve gül Yürüyoruz yürüyoruz, günün aydınlığında Donuk fabrika bacalarına, yoksul mutfaklara Çarpıyor sesimiz ve birden parlayan Bir ışık gibi ulaşıyor insanlara "Ekmek ve gül! Ekmek ve gül!" Yürüyoruz yürüyoruz, erkekler için de
Reklam
"Bundan Üç dört yıl önce USA'da dünya spastikler olimpiyatı düzenleniyor. Yüz metre yarışı; Down Sendromlu koşucular... Yarış başladığında koşuculardan birinin ayağı takılıyor, düşüyor ve acıyla bağırmaya başlıyor. Çok ilginç bir şey oluyor, diğer zihinsel engelli koşucular geriye dönüyorlar ve düşen atleti kaldırıyorlar. Down Sendromlu bir kız, oğlanı öpüyor: 'Bu onu iyileştirir' diyor. Kollarına girip teselli ediyorlar ve hep beraber yürüyerek yarış çizgisini geçiyorlar. Bize, 'başarı başarı' diye öğrettikleri şey belki de başarı değildir. Hani şu eğitimler var ya, Amerikalılar'ın tüm üçüncü dünya ülkelerine sattıkları... 'Birilerini modelle, onun yaptıklarını yap, sen de başarırsın'... Acaba birbirini hırsla geçmeye çalışan bizler mi daha insanız, yoksa düşen arkadaşlarını kaldırmaya çalışan engelliler mi? Belki de o engelliler bizden daha gerçek bir hayatı yaşıyorlar. Biz, çok sahte, tüketime ve birbirini ezmeye dayalı bir hayatı yaşıyoruz. Bize öğrettikleri hayat, baştan sona sahtedir." "Hayatı size Amerikan filmlerinin öğrettiği gibi yaşarsanız bittiniz. Çünkü tüketmezseniz varolamazsınız ve o kültürde fiziksel özellikler her şeyin önündedir." Ahmet Şerif Izgören
Bir veda mesajı da Pertevniyal öğrencilerinden: Öyle bir gülümseyin ki sıcaklığınız güneşi kıskandırsın! “İnsanız. Doğamız gereği başka insanlarda buluyoruz insanlığımızı. Başka insanlarla tamam oluyor noksanlarımız. Mutluluk hep birlikte güldüğümüzde ısıtabiliyor kalbimizi tam anlamıyla. Lakin, hep beraber üzülürsek o vakit hissediyoruz hüznü
BİR DE UTANMADAN SORUYOR ! "Neden Suriye'deki savaşın içinde kalmış kadınlara çocuklara bebeklere masumlara yardım ediyorsunuz?"diye.. Cevap basit kardeşim ! - Çünkü biz İNSANIZ
Kim idim? Şimdi kimim? Bilmiyorum... Hiç okumayacağım kitapları okur, hiç dinlemeyeceğim şarkıları dinler oldum. Bunlar hep klişe belki de... Bir yandan istemiyorum böyle olmak, sıradanlaşmak... Ama neticede insanız hepimiz ve bizi yaratan bir. Biz neden bir olmayalım ki, kim ne derse desin şimdi, kim alay ederse etsin, ben duygu yüklü satırları alay edilesi bulmuyorum, popüler olduğu için onları yazanlara değil sözüm, zaten onlar kirletiyor bu temiz cümleleri, neyse ne, farklı olduğumu düşünmenizi sizin kadar istemiyorum, ben sıradan biriyim ve sıradan biri dedikleriniz ne kadar samimiyse ben de o kadar samimiyim.
Reklam
"Bu ne biliyor musun? Hayatına neredeyse eksiksiz devam eden bir kadının yüzleşmesi bu. Bir anda bir adamın gelip tüm boşlukları doldurması ve sonra çekip gitmesi.
640 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.